BÜYÜKLERI in English translation

elders
büyük
kadim
eski
ihtiyar
yaşlı
kıdemli
gelen
big
büyük
koca
kocaman
iri
dev
buyuk
önemli
eldest
eski
ihtiyar
büyük
yaşlı
large
büyük
geniş
iri
kocaman
en
grown-ups
yetişkin
büyük
olgun
büyümüş
greats
harika
büyük
iyi
güzel
muhteşem
mükemmel
yüce
süper
çok
ulu
major
binbaşı
büyük
ana
başlıca
majör
önemli
oldest
eski
ihtiyar
büyük
yaşlı
biggest
büyük
koca
kocaman
iri
dev
buyuk
önemli
bigger
büyük
koca
kocaman
iri
dev
buyuk
önemli
larger
büyük
geniş
iri
kocaman
en
largest
büyük
geniş
iri
kocaman
en

Examples of using Büyükleri in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Daha büyükleri de var.
We have had bigger.
En büyükleri gibi duruyor.
He looks like the oldest one.
Daha büyükleri daha fena.
Larger ones are more corrupt.
Hayır, o işi işte şu büyükleri yaptı!
No, it was this biggest one of them who did it!
Müvekkilini büyükleri gammazlamaya ikna ettin.
Talking your client into flipping on the big boys.
En büyükleri benim Vito.
Vito. I'm the oldest.
Bu generalle barış yaparsam daha büyükleri bozabilir mi?
If I make a peace with this General, can other bigger break it?
Onun için bu avlar daha büyükleri için bir pratik.
For her, this was never merely practice for larger prey.
Son olarak, en gençleri ve büyükleri Danny.
Finally, the youngest and biggest, Danny.
Şu küçük olanlar 100, büyükleri 200.
Those small ones, 100. The big ones, 200.
Bir de en büyükleri olan kızım var.
And then I have my oldest, is my daughter.
Eğer daha derine ineceksen arkada daha büyükleri de var.
I got a bigger one in the back if you're going deep.
Çok daha büyükleri.
Someone much larger.
Bu tünellerin Gizli Servis tarafından Başkentin büyükleri için yaptığını söylemiştin.
I thought you said these tunnels were fortified by the Secret Service for D.C. big shots.
Bibiye sorarım, en büyükleri o.
I will ask Bibi, she's the oldest.
Evet, hem de daha büyükleri var.
Oh, yes. Much bigger, though.
Hayatım boyunca ufak şeyler kazandım ve büyükleri kaçırdım.
All my life, I won the little pots and lost the big ones.
Eh, bu bizi zengin eder demiş en büyükleri.
Well, that's going to make us rich," says the oldest.
Dahası da var ama. Bana daha büyükleri lazım.
I need bigger. There's more.
Ziggy en büyükleri.
Ziggy's his oldest.
Results: 302, Time: 0.0394

Top dictionary queries

Turkish - English