Examples of using Bıktılar in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Buradan nefret etmekten bıktılar.
Yeni boya kokusundan bıktılar.
Hademeler, hergün yerden ceset kazımaktan bıktılar.
Bir şekilde, benden çıkan zırvadan bıktılar.
Başlarını ağrıtan karmaşık şeylerden bıktılar.
Medojeviç şunları söyledi:'' İnsanlar skandallardan ve hükümetle muhalefetin statükoyu koruma amacıyla birbirlerine haykırdıkları oy sahtekarlığı suçlamalarından kaygılanmaktan bıktılar.
Bıktım seni dinlemekten!
Konuşmaktan bıktım artık, tamam mı?
Aynen arıların bıkmadan avlanması gibi.
Bıktım artık Brickton!
Bu kelimeden bıktım.- Eğer alabilseydik!
Konuşmaktan bıktım artık, tamam mı?
Bıktım bu saçmalıktan.
Üzgün olmandan bıktım! Üzgünüm!
Savaşmaktan bıktım. O hayattan bir sebeple vazgeçtim.
Söylemekten bıktım. Bir video oyunundayız.
Bıktım küstahliğından. Sorun küstahlik değil, pratiklik.
Sorulardan bıktım, teşekkür ederim. Suratıma yumruk yemekten ve.
Bıktım bundan! Yani ben yalnız başıma mı kalayım?
Bıktım seninle oynamaktan!