Examples of using Bakmakla in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kendi satranç tahtama bakmakla çok meşgul olunca bunun bir parçası olduğumu unuttum.
Onlar sadece bakmakla yetinir ve hayranlık duyardım.
Kendine bakmakla meşgul değil misin?
Onlara bakmakla başlayalım, tamam mı?
Joe Teyze çocuklarımıza bakmakla görevli. Sadece beş tanesine.
Zamanlarının çoğunu yeraltında bu maddeyle dolu ortakyaşar havuzlarına bakmakla geçiriyorlar.
Derken bir gece onu başka bir adama bakmakla suçladıktan sonra.
Ölmekte olan eniştesine doğrudan bakmakla ilgili sorunları vardı.
Bu şeyle nesnelerin içine bakmakla meşguldum.
Biz bize verilene bakmakla yükümlüydük.
Aklıma… bir zamanlar, bir file bakmakla ilgili söylenen bir şey geldi.
Aklıma… bir zamanlar, bir file bakmakla ilgili söylenen bir şey geldi.
Kimse gerçek seni görmek için yeterince yakından bakmakla uğraşmayacak.
Onun gözlerinin içine bakmakla çok meşguldüm.
Ama bugün, aynada kendime bakmakla ilgili bir sorunum yok.
Diyelim ki sen mallara bakmakla görevlendirildin.
Sanırım bu kadına hayatımın geri kalanında bakmakla lanetlendim.
Tüm yalnızlıkla dolu yaşamımı beyaz insanlara bakmakla geçirmek istersem düşük maaşa bile razı olabilirim.
Jackin ailesi yok ve, ablam annemize bakmakla meşgul… bu yüzden Çarşambaya kadar burada olamaz.
Biliyorum tatlım ama sen çocuklara bakmakla… ve arabanı tamir etmekle çok meşguldün…