Examples of using Bedelini ödemeye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Daha kahvenin, açmanın ve kiranın bedelini ödemeye yeni alışıyordum.
İşin gerçeği, çoktan bedelini ödemeye başladı bile.
Ne tür eksikliklerinin bedelini ödemeye çalıştığını.
İşte burada,… izleyicilerimiz için bedelini ödemeye hazır,… bizzat kendisi… Bakersfield Kasabı!
Tüm hayatım boyunca, yaptığın saçmalıkların bedelini ödemeye ve… kendim için doğru olanı yapmaya uğraştım.
Bedelini ödemeye hevesli her erkeğe kapımı açmadığım için afedersin.
İşte burada… bizi izleyen bütün seyircilerimiz için, yaptıklarının bedelini ödemeye hazır… etiyle kanıyla… Bakersfield Kasabı!
yaptığın saçmalıkların bedelini ödemeye… ve kendim için güzel şeyler yapmaya çalıştım!
Aylardır bu departmanı ve bu adamları bedelini ödemeye hazır olan herkese satıyordun.
yaptığın saçmalıkların bedelini ödemeye… ve kendim için güzel şeyler yapmaya çalıştım.
Tek bir yol var… Fakat ikinizin bunun bedelini ödemeye gönüllü olduğunuzdan baya şüpheliyim.
Gücünü hissettim. Kolay elde edilmeyeceğini biliyorum ve bedelini ödemeye razıyım.
İşte burada… bizi izleyen bütün seyircilerimiz için, yaptıklarının bedelini ödemeye hazır… etiyle kanıyla… Bakersfield Kasabı!
ben bu günahın bedelini ödemeye razıyım, paşam.- Ben de razıyım, paşam.
İşte burada,… izleyicilerimiz için bedelini ödemeye hazır,… bizzat kendisi… Bakersfield Kasabı!
Herkes bedelini ödemeye hazır değildi. Ancak herkes Fordun en
adına kan dökerseniz onu, sonsuza dek günahlarınızın bedelini ödemeye mahkum edeceksiniz.
Senin ve ailenin acı çekmesine sebep oldum… ve bunun bedelini ödemeye hazırım.
İşte burada… bizi izleyen bütün seyircilerimiz için, yaptıklarının bedelini ödemeye hazır… etiyle kanıyla… Bakersfield Kasabı!
Sana o mermiyi sıkmayı her şeyden çok isterdim… ama dediklerinin yarısı kadar iyiysen… bunun bedelini ödemeye değmez.