Examples of using Beni asıl endişelendiren in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ama beni asıl endişelendiren, Susan.
Ama beni asıl endişelendiren kusmalar.
Kızın kaderi belirlendi, beni asıl endişelendiren Mordred.
Beni asıl endişelendiren, bugün bununla benzer belirtilere sahip olan çok fazla insanın oluşu.
Kız ölürken vücudundaki kanın boşaltılmış olduğuna… dair bulgular var ve beni asıl endişelendiren kısmı da bu.
Kız ölürken vücudundaki kanın boşaltılmış olduğuna… dair bulgular var ve beni asıl endişelendiren kısmı da bu.
Kız ölürken vücudundaki kanın boşaltılmış olduğuna… dair bulgular var ve beni asıl endişelendiren kısmı da bu.
Beni asıl endişelendiren, hükümetimizin bizim gibi insanların ve arkasında durduğumuz fikirlerin yıkımına kendini adamış olması.
Beni asıl endişelendiren, onlara saçma bir John Wayne edasıyla davranıyor olman…
Ama beni asıl endişelendiren buradaki programın dışarıdan yerleştirimiş ve Ka Rumu hala yaşıyor gösterecek şekilde dizayn edilmiş oluşu.
Beni asıl endişelendiren ne biliyor musun, her yangında daha agresif oluyorlar.
Beni asıl endişelendiren annen teslim olmadan önce çift taraflı ajan olduğumuzu biliyordu.
Ama beni asıl endişelendiren şey, oraya vardığımız zaman… geçmişten nasıl geri geleceğiz?
Beni asıl endişelendiren, bugün bununla benzer belirtilere sahip olan… çok fazla insanın oluşu.
Evet. Ama beni asıl endişelendiren şey, onlar her kimse
Biliyor musun Billy, beni asıl endişelendiren annenin bunu nasıl karşılayacağı.
Biliyorum. Ama benim asıl endişelendiğim zombiler değiller.
Biliyorum. Ama benim asıl endişelendiğim zombiler değiller.
Ama benim asıl endişelendiğim zombiler değiller.- Biliyorum.
Ama benim asıl endişelendiğim boynundaki çürükler.