Examples of using Bilgilendirecek in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Keşfi için Galactusu bilgilendirecek.
Kaylon İlköğretim beni bilgilendirecek.
Anne, içeri girmeden Michaela seni bilgilendirecek.
Doktoru sizi bilgilendirecek.
Rosie, Blackpoolda olanları bilgilendirecek.
Gestapoya danışıp başsavcıyla görüşecek ve sonra Hanseni bilgilendirecek.
sonra Hanseni bilgilendirecek.
Gestapoya danışıp başsavcıyla görüşecek ve sonra Hanseni bilgilendirecek.
Gestapoya danışıp başsavcıyla görüşecek ve sonra Hanseni bilgilendirecek.
Gibbsi kim bilgilendirecek?
Şirkette bulduğumu dokümanlar profilimizi belirtiyor ve sizin takibinizi bilgilendirecek çünkü şu andan Malcolm Ford şu anda nerede olabileceğini gösterebilir.
Dedektif Myerscough diğer konularda seni bilgilendirecek ama onun haricinde… gitmekte serbestsin.
Mladenovska-Corcievska,'' Sanıkların mahkeme kararına karşı gelmeleri halinde hükümet mahkemeyi bilgilendirecek ve onun talebi doğrultusunda eyleme geçecektir,'' dedi.
gerisiyle ilgili sizi o bilgilendirecek.
Kabinede ilan ettiği Kendisi Cumartesi günü önlemleri unutması halinde Devlet Başkanını bilgilendirecek.
Kabinede ilan ettiği Kendisi Cumartesi günü önlemleri unutması halinde Devlet Başkanını bilgilendirecek.
Marie beni sürekli bilgilendirecek ve biz de durumu kolaylaştırmak için elimizden geleni yapacağız.
Esrar tedavi uygulamasını bilgilendirecek hiçbir güçlü kanıt temeli bulunmamaktadır
milletvekillerini Makedonya ile ilgili konularda bilgilendirecek.
Zamanında hotelden ayrılmazsak bir şeylerin ters gittiğini anlayacak ve yetkilileri bilgilendirecek.