Examples of using Notify in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
And notify every sheriff in the state.- I think we would better get to a telephone.
If arrested, immobilized, or deceased, notify NIS immediately.- You.
Agent ressler, notify hrt.
Smoke! Notify the cockpit!
We have to notify the police.
Is there anybody else we should notify?
Haber vermemiz gereken başka birileri var mı?You have to notify the police.
Notify your Captain.
Notify HQ that as of today Camp Genoa is officially shut down.
Merkeze Genoa Kampının bugün resmen kapatıldığını bildir.When sufficient data has been acquired. Kaylon Primary will notify me.
Kaylon 1, yeterince veri toplanınca beni haberdar edecek.That we will change course to this quadrant. Notify helm and plotting.
Yönümüzü bu çeyreğe değiştireceğimizi dümene haber ver ve haritada işaretle.Notify all available personnel.
Boştaki tüm çalışanları bilgilendirin.I gotta notify Billings.
Billingse haber vermem gerekiyor.I will have to notify the police.
Polise haber vermek zorundayım.We will have to notify the graves registration.
Mezar kayıtlarına haber vermemiz gerekecek.Wanna notify the Federales?
Federallere bildirmek istiyor musun?And also notify the coroner's office.
Adli tabibin ofisini de bilgilendir.Kaylon Primary will notify me when sufficient data has been acquired.
Kaylon 1, yeterince veri toplanınca beni haberdar edecek.He's wanted at the Commandant's Office 0930 hours.- And notify the medical officer.
Tabip subaya da… 09.30da Komutanın ofisinde olmasının istendiğini bildir.Please notify the developers. Thank you.
Lütfen geliştiriciyi bilgilendirin. Teşekkürler.
