BILGISAYAR in English translation

computer
bilgisayar
video
görüntü
bilgisayar
klip
film
kaset
laptop
dizüstü
bilgisayar
intersect
bilgisayar
kesiştiği
çakıştığında
kesişimi
PC
bilgisayarları
computers
bilgisayar

Examples of using Bilgisayar in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Hesaplarına, bilgisayar dosyalarına e-mailine, telefonlarına girerler.
YOUR COMPUTER FILES, YOUR E-MAIL, LISTEN TO YOUR PHONE CALLS.
Bilgisayar, son kaydı oynat.
COMPUTER, PLAY BACK THE LAST RECORD.
Pittsburgha gidecek bilgisayar artıkları var.
I GOT SOME COMPUTER JUNK GOIN' TO PITTSBURGH.
Peki Jimin bulduğu kodlar… sahiden bilgisayar ürünüyse?
OR WHAT IF THE CODES JIM DISCOVERED REALLY ARE COMPUTER GENERATED?
İlk denemeler… şüphesiz bilgisayar simülasyonları ile olacaktır.
THE FIRST TESTS WILL NO DOUBT BE DONE THROUGH COMPUTER SIMULATIONS.
Romanyada satılan bilgisayar sayısının bu yıl 800 bine ulaşması bekleniyor.
The number of PCs sold in Romania is expected to reach 800,000 this year.
Bilgisayar kullanıyorum.
I write by computer.
Siz bilgisayar öğretmeni misiniz?
You're the computer science teacher?
Bilgisayar bilimcisiyim'' dememe gerek yok.
I don't have to say,"I'm a computer scientist.
Te bilgisayar oyunu sektörü 29 milyar dolarlık bir iş sahası oldu.
The video game industry in 2005 became a 29 billion dollar business.
Bilgisayar konusunda sıra dışı becerileri mi vardı?
So he was unusually adept at computers?
Bilgisayar mı buldun?
You got a laptop?
Bilgisayar ve yazıcı kullanarak sahte para yapmayı denedi be!
He tried to counterfeit money with a computer and an inkjet printer!
Noktalar, bilgisayar tarafından rastgele oluşturuldu. Bu da doğru cevabın tarafını gösteriyor.
The dots are randomised by the computer, and the side of the correct answer.
Bilgisayar neden bu kadar yavaş?
Why is the computer so slow?
Her dönemeç bilgisayar tarafından kontrol ediliyordu.
Each curve was controlled by computer.
Bilgisayar aracılığı ile iletişim kurmayı öğreniyor.
He is learning to communicate by means of a computer.
Bilgisayar klubü.
Club of the computer.
Bilgisayar klubünde çok şey öğrendim.
I learned many things in the Club of the Computer.
Bilgisayar içerisinde şifreli bir diskte tutuyorlar.
They're on an encrypted hard drive, secure inside a laptop.
Results: 16151, Time: 0.0339

Top dictionary queries

Turkish - English