Examples of using Bir çocukta in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Birkaç gün önce bir çocukta göz enfeksiyonuna rastladı.
Birkaç gün önce bir çocukta göz enfeksiyonuna rastladı.
Bir çocukta.- Evet.
Ve bir çocukta saklanıyorsun.
Sen bir çocukta değilsin.
Tam arkamda 8 yaşında kör bir çocukta vardı.
İyi bir adamdı ve bir çocukta umut gördü.
Doğru. Herşey mümkündür. Ama hiçbir şey 10 yaşındaki bir çocukta birden fazla pıhtıya sebep olmaz.
Eğer bir çocukta merak kıvılcımını ateşleyebilirseniz, çoğu kere, daha fazla yardım olmadan öğreneceklerdir.
Yani bunun anlamı, bir çocukta her türden sapıklık bulunur.
Eğer bir çocukta DEHB varsa Gidebilirsiniz. onu bir üst seviyeye çıkarmak için elimizden geleni yaparız.
Elbette Herhangi bir çocukta zorluk yaşarsam eger… evde ekstra derste veririm.
Bu yüzden en azından uzun bir süre gebe kalınamayacak… bir çocukta var.
Bu yüzden en azından uzun bir süre gebe kalınamayacak… bir çocukta var.
Sağlıklı bir çocukta bu rakam kaçtır?
Havalısın ki bir çocukta bu ender görülür.
An8} Ortalama bir çocukta on figür vardı.
Bütün bunları buraya gelen tek bir çocukta gördüm.
Kirli bir çocukta, kirlerin kokusunu alır. Evet.
Ki küçük bir çocukta bile pazı kemiği epey serttir.