Examples of using Bir ülkeye in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Batının anlamadığı bir ülkeye karıştığı bu olaydan… ders çıkarılması gerekir.
Başka bir ülkeye kaçtı.
Size insan gibi davranılan bir ülkeye geldiğinden pişman olan?
Suçlu iadesi olmayan bir ülkeye.
Kolombiyadan buraya gelene kadar bayağı bir ülkeye uğradık.
O büyüklükte bir silah yükü, birilerinin dikkatini çekmeksizin bir ülkeye giremez.
Hiç güneş ışığı görmemiş bir ülkeye gireceğiz.
Amerika aptal Neil Grosslar yüzünden sevgi pıtırcığı bir ülkeye dönüştü.
Ev sahibi başka bir ülkeye taşınıyor.
Süt ve bal akan bir ülkeye!
Tane onbaşı adına… ne diye böyle bir ülkeye geldin?
Onu hapse göndermek isteyen bir ülkeye karşı çalışıyor.
Yiyecek olması gereken… bir ülkeye gittik.
Yiyecek olması gereken… bir ülkeye gittik.
Yiyecek olması gereken… bir ülkeye gittik.
Oğlumu adını bile söyleyemediğimiz bir ülkeye götüreceğim.
Kendimiz ve çocuklarımız için istediğimiz bir ülkeye.
Atom bombasına sahip bir ülkeye.
Hayatının en iyi yıllarında, deli, yaşlı bir krala… ve seni tanımayan bir ülkeye hizmet ettin.
Ya da Venezuella veya belki de İzlanda. Güvende olabileceği bir ülkeye.