Examples of using Bir şüpheli in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Herkes bir şüpheli, özellikle dış dünyalılar!
Oğlunuz bir şüpheli konumunda, bayan ONeill.
Bir şüpheli olacaksın.
You're gonna be the suspect.Orada bir kadın şüpheli var.
There's a female suspect up there.Tam bir şüpheli.
Tobin, Glaseri bir şüpheli olarak belirten ilk kişiydi.
Tobin was the first to point to Glaser as a suspect.Bir şüpheli üzerinde yeni bir ipucumuz var.
We have O bir şüpheli, ona bu kadar kötü davranmak zorunda mıydın?
He's a suspect. Why did you have to treat him so badly?Jennanın giysilerinden bir şüpheli gösterebilecek bir şey bulamadım.
I didn't get anything off of Jenna's clothes that points to a suspect.O bir şüpheli Taesoo Dedektif Choinin katili.
He is a suspect- Taesoo…- in the murder of Inspector Choi.Belki şimdi sen bir şüpheli olabilirsin?
Bir şüpheli kafası elimizde.
We have a suspect's head.Bir şüpheli var.
There's the suspect.Keza Hickman artık bir şüpheli de olabilir.
Hickman may also now be a suspect, too.Temple bize bir şüpheli buldu.
Temple pointed us to a suspect.Onu da bir şüpheli olarak listeden temizlemeliyiz.
We need to clear him as a suspect, too.Çünkü Sam hala bir şüpheli olmaktan kurtulmadı.
Because we haven't cleared Sam as a suspect.Bir de şüpheli Macdonald.
And the suspect, Macdonald.Bir şüpheli, av değil.
As a suspect, not prey.Saat 6 yönünden bir şüpheli geliyor. Kahretsin.
Shit. Coming up on suspect, six o'clock.
