BIR ŞEY BILIYOR in English translation

know something
bir şey bilen
bir şeyler biliyor
bir şeyler bildiğini
bilmediğimiz şeyleri biliyor
birşeyler biliyor
bir şey öğrenmek misin
bilmediğimiz bir şeyi biliyorlar
birşeyler bilmen
bir şeyler bilirsin
bilmem ama bir şey
knows something
bir şey bilen
bir şeyler biliyor
bir şeyler bildiğini
bilmediğimiz şeyleri biliyor
birşeyler biliyor
bir şey öğrenmek misin
bilmediğimiz bir şeyi biliyorlar
birşeyler bilmen
bir şeyler bilirsin
bilmem ama bir şey
knew something
bir şey bilen
bir şeyler biliyor
bir şeyler bildiğini
bilmediğimiz şeyleri biliyor
birşeyler biliyor
bir şey öğrenmek misin
bilmediğimiz bir şeyi biliyorlar
birşeyler bilmen
bir şeyler bilirsin
bilmem ama bir şey

Examples of using Bir şey biliyor in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Birisi mutlaka bir şey biliyor olmalı.
Somebody must have known something.
Bunun hakkında bir şey biliyor.
Ailemiz hakkında bir sürü şey biliyor.
They knew things about our family.
Bush hakkında bir şey biliyor. Kötü bir şey galiba.
He knows something about Bush, and it's something bad, I think.
Eğer bir şey biliyor olsaydık, hak verirdim.
If we knew anything, I would agree.
Bilmiyorum, ama sanki bir şey biliyor gibi gülümsüyorlar.
I don't know, they're smiling like they know something.
Çünkü bir şey biliyor.
Bu konuda nasıl bir şey biliyor olabilirim ki?
How can I know anything about it?
Bir şey biliyor ve ben ne olduğunu bulacağım.
He knows something and I'm gonna find out what it is.
Hayır, yani bir şey biliyor ve bize söylemiyor.
No. I mean he knows something that he's not telling us.
Güven bana, bir sürü şey biliyor.
Trust me. She knows things.
Bir şey biliyor.
They know something.
Başka bir şey biliyor olmalısın.
You have got to know something else.
Bu konuda bir şey biliyor sayılmazsın.
You may know nothing.
Bir şey biliyor olsaydım da sana söylemezdim evlat.
Even if I knew something, I wouldn't tell you, kid.
Bir şey biliyor ama bana söylemiyor.
She knows something, and she won't tell me.
Rhodayla konuşmalıyım çünkü bir şey biliyor olabilir.
I want to have a little talk with Rhoda'cause she knows something.
Bir şey biliyor olmalısın.
Bir şey biliyor olmalı.
She's got to know something.
Eğer bir şey biliyor olsaydı şimdiye kadar söylerdi.
If he knew anything, he would have spilled it by now.
Results: 316, Time: 0.0267

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English