Examples of using Bir şey söylemek zorunda değilsin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Şimdi bir şey söylemek zorunda değilsin.
Bana bir şey söylemek zorunda değilsin.
Hem… Şu an bir şey söylemek zorunda değilsin.
Sen… bir şey söylemek zorunda değilsin.
Bir şey söylemek zorunda değilsin.
Bir şey söylemek zorunda değilsin.
Bir şey söylemek zorunda değilsin.
Şimdi bir şey söylemek zorunda değilsin ama sana içki ısmarlıyorum.
Eğer seni rahat ettirecekse hiç bir şey söylemek zorunda değilsin.
Bir şey söylemek zorunda değilsin, ben sadece… bunu sana anlatmak istiyordum.
Bir şey söylemek zorunda değilsin. Olanlar hakkında bir şeyler gizliyorsan başını sallayabilirsin.
Bir şey söylemek zorunda değilsin söylediğin her şey delil olacaktır.
Bir şey söylemek zorunda değilsin. Ama kanıtların inatçı okluğunu söylemem gerekir.
Hiç bir şey söylemek zorunda değilsin, fakat şayet sorulduğunda cevaplamazsan mahkemede savunmana zarar verebilir.
Sadece biraz annemi ziyaret etmeye… Bir şey söylemek zorunda değilsin.
Bir şey söylemek zorunda değilsin ama bu savunmana zarar verebilir.
Bir şey söylemek zorunda değilsin… ama mahkemedeki sorgulamanda bundan bahsetmezsen.
Bir şey söylemek zorunda değilsin, ama sana sorulan bir şeye cevap vermezsen mahkemedeki savunmana zarar vermiş olursun.
Suçlamaya karşın bir şey söylemek zorunda değilsin. Ancak söylediğin her şey kaydedilecek
Bir şey söylemek zorunda değilsin ama söylesen hoşumuza giderdi çünkü şöyle güzel bir kahkaha ne güzel olurdu.