Examples of using Bir şey söylemeyeceksin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Hayatında kimseye bir şey söylemeyeceksin Hiç duymadın.
Hakkında bir şey söylemeyeceksin.
Ona benim çoktan söylemediğim bir şey söylemeyeceksin.
Bir şey söylemeyeceksin sandım. Benim söylememem lazım diye düşündüğümden değil de.
Hayır. Hayır'' başka bir şey söylemeyeceksin, hayır'' benimle evlenmeyeceksin?
Seni çalıştırırsam, bir şey söylemeyeceksin… beni sorgulamayacaksın. Dinliyorum, patron.
Kimseye bir şey söylemeyeceksin, tamam mı? Tamam. Tate.
Dinliyorum, patron. Seni çalıştırırsam, bir şey söylemeyeceksin… beni sorgulamayacaksın.
Dinliyorum, patron. Seni çalıştırırsam, bir şey söylemeyeceksin… beni sorgulamayacaksın.
Bana söz vermen gerek… ben ve Brad hakkında kimseye bir şey söylemeyeceksin.
Bana bir söz ver… Brad ve benimle ilgili kimseye bir şey söylemeyeceksin.
Yani bizim hakkımızda bir şey söylemedin, ve benim hakkımda bir şey söylemeyeceksin?
Charmese, sana bir şey söylemem gerek ve hiç de kolay değil.
Bir şey söylemek istersen, devam et yine de.
Sanırım bir şey söylemem gerek. Birazdan söylerim.
Haberin olsun, asla bir şey söylemeden gitmek istememiştim.
Wordy, eğer bir şey söylemek istiyorsan, hemen dökül.
Tomun bir şey söylemeden gittiğine inanamıyorum.
Bir şey söylemem lazım. Çok önemli.
Heather Gabee bir şey söylemiş olmalı ve Gabe de bunu Shecmana söylemiş olmalı.