BIR ŞEY YAPMAMIZA in English translation

do anything
bir şey yapmak
birşey yapmak
her şeyi yaparım

Examples of using Bir şey yapmamıza in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
şimdiye kadar hiç tanışmadığımız birilerini gerçekten etkileyecek bir şey yapmamıza ramak kalmıştı, ama iki saatliğine o kişiyle diyalog kurma şansımız olsaydı,
so close to being able to make something that would actually affect somebody-- someone we have never met,
Onunla ilgili bir şey yapmalıyız.- Ha.
Oh. We will have to do something about the common wife.
Nick, büyük bir şey yapmam lazım, tamammı?
Nick, I had to do something big, okay?
Eğer başka bir şey yapmaya kalkarsa bu ülkede kalmak zorunda kalacak.
If she tries anything else, she will have to stay in this country.
Bombanla ilgilen ama başka bir şey yapmaya kalkışırsan onu incitirsin.
But if you try anything else, you will hurt her. Take care of your bomb.
Eğer başka bir şey yapmaya kalkarsa bu ülkede kalmak zorunda kalacak.
She tries anything else, she will have to stay here in this country.
Bir şey yapmamız gerek.- Farkındayım.
We gotta do something.- I'm aware of that.
Bir şey yapmamız gerektiğinde hemfikirdik ve yaptık..
We all agreed we had to do something, so we did..
Aptalca bir şey yapmayın ki kimseye zarar gelmesin!
Don't do not do anything stupid, and no one gets hurt!
Lütfen, bana bir şey yapmayın. Ne istiyorsunuz?
What do you want? Please, don't do anything to me?
Ama bu konuda bir şey yapmamız gerekir, değil mi?
We shall have to do something about that, won't we?
Miden için mutlaka bir şey yapmalıyız. Evet.
We will certainly have to do something about your stomach. Yes.
Önceki hayatımda atalarına bir şey yapmış olmalıyım.- Bilmiyorum.
I must have done something to his ancestors in a previous life- I don't know.
Lütfen pişman olacağın bir şey yapma. Yalancı.
Liar. Please, don't do anything you're gonna regret.
Gerçekten özel bir şey yapmamız gerek. 20 yıl.
We're really gonna have to do something special. 20 years.
Bir şey yapmamız gerek ve hızlı yapmalıyız..
We have to do something, and we gotta do it fast.
Ne? Faydalı bir şey yap, Shawna, kapa çeneni!
What? Do something useful, Shawna, shut up!
Görünüşe göre doğru. Bu konuda bir şey yapmamız gerektiğini düşünmüyor musun?
Apparently so. Don't you think we ought to do something about it?
Başka bir şey yapmaya çalışırsan, Onun parçalarını sana posta ile yollarım.
If you try anything else, I will mail her to you in pieces.
Onları yan yana gömeceklerdi… Aptalca bir şey yapmayın. Bayan Parker?
Ms. Parker? Don't do anything stupid. They will bury them side-by-side?
Results: 45, Time: 0.0183

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English