Examples of using Bir fıkra in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir fıkra anlatacağım.- İsanın bile!
Even Jesus! I have a joke.Bu bir fıkra.- Hayır.
Bir fıkra. Hangisi?
Which one shall I tell?Bana bir fıkra anlat.
I'm depressed. Tell me a funny joke.Bu bir fıkra. Gülünç bir fıkra.
It's a joke.- It's a silly joke.Aklıma bir fıkra geldi.
I just thought of a joke.Evet. Bir fıkra öğretebilir misiniz?
Yes. Could you teach one to tell a joke?Bir fıkra öğretebilir misiniz?- Evet?
Yes. Could you teach one to tell a joke?Bildiğim bir fıkra var mı diye merak ediyorsunuz.
Sunny bir fıkra anlattı.
Sunny tell a knock-knock joke.Bana bir fıkra anlat.
Let me tell you a joke.Tamam. Bir fıkra biliyorum.
I know one joke. All right.Tamam. Bir fıkra biliyorum.
All right, I know one joke.Bir fıkra biliyorum. Tamam.
I know one joke. All right.Bir fıkra biliyorum. Tamam.
All right, I know one joke.Bir fıkra kitabı arıyorum.
I'm looking for a book of jokes.Her şey bir fıkra değildir.
Everything's not an anecdote.Bakın size bir fıkra anlatayım: Dövüşçünün biri ringe çıktığında.
You know, there's this joke about the prizefighter who enters the ring.O kadar da kötü bir fıkra değildi. Hey!
Hey! The joke was not that bad!O kadar da kötü bir fıkra değildi. Hey!
The joke was not that bad. Hey!
