BIR GÖRGÜ TANIĞIMIZ in English translation

eyewitness
bir tanık
şahit
görgü tanığı
bir görgütanığı

Examples of using Bir görgü tanığımız in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Denise. Bir görgü tanığımız var.
Denise. We have got a witness.
Bir görgü tanığımız var. Söyle, Denise.
Denise. We have got a witness.
Şerif, bir görgü tanığımız var.
Sheriff, we have a witness.
Zaten bir görgü tanığımız var.
You're forgetting we already have a witness.
Bir görgü tanığımız var.
We have a witness.
Bir görgü tanığımız var.
We got a witness.
Beyler, size hatırlatmak isterim ki başka bir görgü tanığımız daha var.
Gentlemen, need I remind you, there is another witness.
Unutma, olay mahallinde tek bir görgü tanığımız var.
Remember, we have got one eye-witness.
Bildiğim şey; hala bir görgü tanığımız olduğudur.
What I know is that we still have an eyewitness.
Bir adamı vurarak öldürdüğünü gören bir görgü tanığımız da var.
And we have a witness who says he saw him shoot this man dead.
İkisini konuşurken… gören bir görgü tanığımız var.
We have a witness that saw the two of you talking to each other.
Ve cinayeti gördüğünü söyleyen bir görgü tanığımız vardı.
And we had an eyewitness who saw the murder happen.
Sizi Bayan Delanye uyuşturucu satarken gören bir görgü tanığımız var.
We have a witness who saw you supplying Miss Delany with gear.
Bir görgü tanığımız var, o gece Billin evine ceset taşıyan birini gören bir komşu.
Her bracelet was found in his house. We have an eyewitness, a neighbor who saw someone carry a body into Bill's place that night.
Yani bir görgü tanığımız var.
which means that we have an eyewitness.
Ve onun aleyhinde tanıklık yapacak bir görgü tanığımız vardı ama onu da öldürdü.
And we had an eyewitness who was gonna testify against him, but he killed him, too.
Bir görgü tanığımız var Uykusunu alabildiği zamanlar güvenilir biridir. O gizli bir polisin vurulduğunu gördüğünü söylüyor.
We have an eye witness who's usually very reliable when he gets enough sleep, who says that, uh, he saw an undercover cop get shot.
en önemlisiyse, bir görgü tanığımız var. Elimizde cinayet silahı, DNA kanıtı.
We have the murder weapon, DNA evidence, and most importantly, we have an eye witness.
Onun dükkanına uğramışsın o sabah ofisine gitmişsin ama bizim bir görgü tanığımız var Spoonerın oraya hiç gitmediğini söyleyen.
You arrived at his shop that morning, went into his office, but we have a witness who says Spooner was never there.
Çünkü sizi daha önce kızıl saçlı bir bayanla konuşurken gördüğünü söyleyen bir görgü tanığımız var.
Because we have witnesses that say they saw you earlier talking with a woman with red hair.
Results: 112, Time: 0.0268

Bir görgü tanığımız in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English