Examples of using Bir köşesinde in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Her zaman o duvarın bir köşesinde kalacaksın.
Hava kararırken onu şantiyenin bir köşesinde bulmuştuk.
Ben yatakta uyurken, sen odanın bir köşesinde nöbet tutmuyordun.
Dehşete kapılmışlar. Birlikteler, salonun bir köşesinde… yönetici yanlarında, kendisi de yere uzanmış.
Evrenin bir köşesinde tek başına ve savunmasız kalacak olan… cesur Dük Leto sonunda korkuyla yüzleşecek.
Ve bir taraftan da değişim konseptini düşünün zihninizin bir köşesinde, çünkü her şey çok çabuk çevrilebilir tersine.
Dehşete kapılmışlar. BirIikteIer, saIonun bir köşesinde… yönetici yanIarında, kendisi de yere uzanmış.
Evrenin bir köşesinde kış uykusuna yatıp saklı can damarı açığa çıkıp uyanmam için bağırana dek, öyle uzun süredir bekledim ki.
Siz, bir köşesinde parmaklıkların, diğer köşesinde helanın olduğu beton bir kutuda yaşlanıp öleceksiniz.
Dehşete kapılmışlar. BirIikteIer, saIonun bir köşesinde… yönetici yanIarında, kendisi de yere uzanmış.
O zaman sokağın bir köşesinde saklanmak yerine neden doğrudan yanına gitmedin?
gemiler bulmalıyız yoksa hayatımızın kalanını dünyanın bir köşesinde çürüyerek geçiririz.
Kültürlerinde köpeklerin onlara, bizlerden çok daha korku verdiklerini aklınızın bir köşesinde tutun.
Dünyanın herhangi bir köşesinde, bulunduğumuz her kıtada… büyük Wonka çikolataları arayışı sürüyor.
Dolayısıyla burada, ıssızlığın ortasında… Batı Texasın bir köşesinde… Kuiper,
Bu küçük pikselin bir köşesinde yaşayan sakinlerin… diğer bir köşenin farkları zorlukla ayırt edilebilen sakinlerine… yaptıkları bitmek bilmeyen zorbalıkları düşünün.
Geceleri Aya bakan her insan… diğer dünyanın bir köşesinde… insanlığın sonsuza dek yaşadığını bilecek.
Şehrimin bir köşesinde.
Seoheun-dongun uzak bir köşesinde.