BIR MIKROSKOP in English translation

• a microscope

Examples of using Bir mikroskop in Turkish and their translations into English

Ama elimde teknoloji harikası iki fotonlu bir mikroskop… ve kışları Riyadda kalabilecek bir evim var.
But I do have a state-of-the-art two-photon microscope and a place to stay in Riyadh for the winter.

Eğer incelediği kısım ilgi çekici ise robot uzun kolunu kullanarak bir mikroskop ve X-ray spektrometre yardımıyla o kısma daha yakından bakabilir.
If that signature is intriguing, the rover will use its long arm to swing over a microscope and an X-ray spectrometer to take a closer look.

Dijital mikrograf ===Dijital mikrograf doğrudan bir mikroskop aracılığıyla ya da bir fotomikrografın taratılmasıyla elde edilen dijital fotoğraftır.
Digital micrograph===Digital micrograph is a digital picture obtained either directly with a microscope or by scanning of a photomicrograph.

Bir gün gelecek, bir mikroskop ordusu çok büyük bir görüntü veri tabanı içindeki her nöronu ve her sinapsı tespit edecek.
Someday, a fleet of microscopes will capture every neuron and every synapse in a vast database of images.

Optik mikroskop, ya da ışık mikroskobu küçük nesneleri büyütmek için merceklerden oluşan bir sistem ile görünür ışığı kullanan bir mikroskop türüdür.
The optical microscope, often referred to as the light microscope, is a type of microscope that commonly uses visible light and a system of lenses to magnify images of small objects.

Geleneksel bir optik lens ile eşleştirilmiş metamalzeme tabanlı bu tip bir lens, sıradan bir optik mikroskop ile ayırt edilemeyecek kadar küçük bir görüntü ortaya çıkarabilme yeteneğine sahiptir.
This type of metamaterials-based lens, paired with a conventional optical lens is therefore able to reveal patterns too small to be discerned with an ordinary optical microscope.

Diyorlar ki;'' Sınıfıma Huckleberry Finni göstermek istiyorum ama kitapları yok.'''' Öğrencilere bilimi öğretmek için bir mikroskop istiyorum… ve bir mikroskobumuz yok.
So they say,"I want to teach Huckleberry Finn to my class and we don't have the books," or"I want a microscope to teach my students science and we don't have a microscope..

Divya, bir mikroskoba ihtiyacım var, bir de?
Divya? I'm going to need a microscope and… A giemsa stain?

Bir mikroskobun olduğu yerde her zaman bir slayt da vardır.
Where there's a microscope, there's always a slide.

Bir mikroskoba ihtiyacım var.
I need a microscope.

Bir mikroskoba ilk baktığımda, doktor olmak istediğimi anladım.
The first time I looked in a microscope, I knew I wanted to be a doctor.

Belki bir mikroskobum olsaydı o zaman… Portekizce.
Maybe if I had a microscope, I could… it's a Portuguese language.

Bir mikroskoba ihtiyacımız olacak.
We're going to need a microscope.

bunları görmek için bir mikroskoba ihtiyacınız var.
you need a microscope to see these.

Bizim görünür ışıktan… daha küçük bir şeyi kullanan bir mikroskoba ihtiyacımız vardı.
That used something smaller than visible light. We needed a microscope.

Bir mikroskoba bakıyor.
She's looking through a microscope.

Tanrı aşkına sen bir mikroskopsun!
Oh, for crying out-- you are a microscope!

Tom bir mikroskop aldı.
Tom bought a microscope.

Mario bir mikroskop aldı.
Mario bought a microscope.

Bir mikroskop alabilir miyim?
Did I want a microscope?