Examples of using Bir oyunmuş in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Öldürdüklerini saymak. Sanki bir oyunmuş gibi.
Çok popüler bir oyunmuş. Senin yaşıtların
bu yüzden senin için bir oyunmuş gibi görünebilir.
O zaman neden bunu kazanabileceğin bir oyunmuş gibi oynamayı bırakmıyorsun?
Korkarim daha büyük bir oyuna dahil oldun Constance.
Ona bir oyunda meydan okudum.
Bir oyunda 37 puan öndeydik.
Ya da hiç kimsenin bir oyunda devasa metin blokları okumak istemediğini.
Küçük işletme dünyasının kocaman seksi bir oyundan ibaret olduğunu hepimiz biliyoruz.
Başka bir oyunda.
Ve böyle bir oyunda kendi tercihlerinizi yapmak zorundasınız.
Boktan bir oyunda kazanmıştım.
Ancak böyle büyük bir oyunda Kidin sinirleri gerilebilir.
Yine de kimsenin oynamadığı bir oyundan ne alır ki?
Bir oyunda 183 metre koşmuşluğu vardı.
Çok iyi bir oyundu ve fantastik olmaktan çok az eksikti.
Bu daima senin için bir oyundu, değil mi, Marian?
Siz ne çeşit bir oyundan ya da web sitesinden bahsediyorsunuz Bay Khan?
Bir oyunda, 20 dakika içinde 46,000 dolar içeri girdim.
Sizce de hayat bir oyundan ibaret değil mi?