Examples of using Bir su in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Bir Su Parkına gittik.
Bay Yappi kurbanın cesedinin bir su birikintisinin yakınlarında bulunacağını açıkladı.
Hadi bir su alalım.
Bir de su lütfen.
Çünkü o bir su tabancası ve ben aptal değilim.
Sonra onu bir su damlası olarak, savunması sağlam bir karar yerine yerleştirdik.
Rebeccayla bir su şeyiyle ilgili dava mı hazırlıyorsun?
Gidip bir su içeyim.
Bir su bükücüdür.
Ben sana bir su alayım.
Bir su yönetimi ve diğer davranış değişikliğidir.
Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Biz de boşalan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Bir ana su borusunun içine koymuşlardı.
Meğerse, bir su tabancasıyla değiştirivermişler. Fakat, o zaman anlayamamıştım.
Bu bir su perisi esprisiydi.
Biz de bardaktan boşanırcasına akan bir su ile göğün kapılarını açtık.
Amcama bir su getirin.
Bir tas su getir.