BIRLIKTE ÇALIŞMAK in English translation

work together
birlikte çalışmak
birlikte çalışıyor
birlikte çalışır
beraber çalışıyoruz
birlikte iş
kizkardes bir arada
hep beraber çalışmak
to be working with
working together
birlikte çalışmak
birlikte çalışıyor
birlikte çalışır
beraber çalışıyoruz
birlikte iş
kizkardes bir arada
hep beraber çalışmak
work hand-in-hand

Examples of using Birlikte çalışmak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Birbirimizin boğazına saldırmak yerine… birlikte çalışmak ikimizin de faydasına olabilir.
Instead of cutting each other's throats, it may be beneficial if we work together.
Birlikte çalışmak istiyorsan… tuhaf çalışma saatlerine alışmalısın.
If you want to work together, you need to get used to working odd hours.
Renaldoyla barda birlikte çalışmak iyi fikir değilmiş galiba?
It sounds like working with Renaldo at the bar wasn't such a hot idea, huh?
Renaldoyla barda birlikte çalışmak iyi fikir değilmiş galiba.
I thought. wasn't such a hot idea? Sounds like working with Renaldo at the bar.
Peter Mills seninle birlikte çalışmak büyük bir şeref ve onurdu.
It's been an honor and a pleasure to work with you. Peter Mills.
An2} Birlikte çalışmak dedim.
I said work with him.
Babanla birlikte çalışmak iyi olur.
It would be good to work with you father.
Ve bizimle birlikte çalışmak yapabileceği tek şey şu anda.
And working with us is his only recourse.
Birlikte çalışmak istediği tasarımcıyı herkes kendi seçecek.
Each person can choose the designer they want to work with.
Birlikte çalışmak bir onur.
It will be fun to work with you.
Bu büyük Amerikalılarla birlikte çalışmak bana gurur veriyor.
I work alongside these great americans.
Sizinle birlikte çalışmak harika olacak.
I know it's gonna be great working with you.
Artık birlikte çalışmak istemiyor musun? Ne yani?
You don't want to work together anymore? So what?
Artık birlikte çalışmak istemiyor musun? Ne yani?
So what? You don't want to work together anymore?
Birlikte çalışmak senin tarzın değil.
A team-up isn't your style.
Birlikte çalışmak. O yüzden artık bu işi başarmanın tek yolu.
Which is why the only way that can happen now is if we work together.
Birlikte çalışmak. O yüzden artık bu işi başarmanın tek yolu.
Is if we work together. Which is why the only way that can happen now.
Birlikte çalışmak istiyorsan bir şeyler göstermen gerek J-Train.
You're gonna have to show me something, j-train. you want to work together.
Uzun zaman önce birlikte çalışmak zorunda kaldık.
We were forced to work together a long time ago, just to survive.
Birlikte çalışmak istemiyorsun.
You hate working with me.
Results: 359, Time: 0.0298

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English