BITIRME in English translation

to finish
bitirmek
tamamlamak
sona
bitmesini
işi bitirecek
to end
bitirmek
son
bitmesini
sona ermesini
sonlandırmak
bitirecek
sonunda
graduate
mezun
lisansüstü
mezuniyet
yüksek lisans
bitirmek
lisans
master
completion
tamamlanması
tamamlama
bitirme
bitmeye
closure
kapanış
bir son
bitirmek
derman
kapatma
kapanma
bir kapanış
olduı
bir kapanışı
does
yap
yapar
yapın
mi
öyle
işi

Examples of using Bitirme in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bana, bu son görevi seninle birlikte bitirme şansını verebilir misin?
Can you give me the chance… to finish this last mission together with you?
O karşılaşma sırasında bir an bile olsa her şeyi bitirme fırsatın vardı.
I imagine at some point during that confrontation, you had the opportunity to end things.
Selam. Selam. Daha önceki konuşmamızı bitirme fırsatımız olmadı.
Hey. Hey. Didn't really get a chance to finish talking earlier.
Ve bu korkunç hayal kırıklığıyla bitirme vakti. Düşününce öyle.
And so, on that terrible disappointment, it's time to end.
Selam. Selam. Daha önceki konuşmamızı bitirme fırsatımız olmadı.
Didn't really get a chance to finish talking earlier. Hey. Hey.
Bu korkunç hayal kırıklığıyla bitirme vakti geldi.
And on that terrible disappointment, it's time to end.
bu sürprizin üstüne, bitirme vakti.
it is time to end.
Ve bu korkunç hayal kırıklığıyla bitirme vakti geldi.
It's time to end. And on that terrible disappointment.
Ve bu korkunç hayal kırıklığıyla bitirme vakti geldi.
And on that terrible disappointment, it's time to end.
Savaşı bitirme riskine değer olduğunu hissediyorum.
I feel it's worth the risk to have the war done with.
O bitirme şeklim,'' Sevgili Joel'' mektubu.
I do. The way I broke it off, the"Dear Joel" letter.
Bitirme zamanı gelmedi mi?
Isn't that when we finish?
Bitirme zamanı.
Neden onun filmini bitirme fikrine katıldınız?
Why are you entertaining the idea of finishing his film?
Bitirme vakti geldi!
Now it's time for the finish!
Ben savaşı bitirme konusunda daha ciddiydim.
I was more serious about ending the war.
Karai, onu bitirme onuruna erişmek ister miydin?
Karai, would you like the honor of finishing him?
Ama kalıp hikayeyi bitirme konusunda beni ikna ettin.
You convinced me to stay and finish the story.
Aaron bana, bitirme projemi tamamlamamda yardımcı oluyordu.
Aaron was just helping me finish my senior project.
Notunu bitirme şeklini?
The way his note ends?
Results: 267, Time: 0.0493

Top dictionary queries

Turkish - English