BULMAK ZORUNDASIN in English translation

you have to find
bulmalısın
bulmak zorundasın
bulman gerek
bulman lazım
keşfetmen gerekir
bulman gerektiğini
bulmaya mecbursunuz
you must find
bulmalısın
bulmak zorundasın
bulman gerek
bulman lazım
buluyor olmalısın
bulman gerekir
mutlaka bulmalısın
you have gotta get
lazım
bulmak zorundasın
götürmek zorundasın
bulmalısın
gerekiyor
you will have to get
bulman gerekecek
almak zorunda
lazım
geçmek zorunda kalacak
almanız gerek
almanız gerekiyor
gotta find
bulmalıyım
bulmalıyız
bulmak lazım
bulmamız gerek
bulmak zorundayız
bir bulmalıyım
bulmamız gerektiği
you have to figure out
çözmen gereken
bulmanız gerekir

Examples of using Bulmak zorundasın in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Aptalca bir şey yapmadan önce onu bulmak zorundasın.
You have to find him, before he does something else stupid.
O sevgiyi yeniden bulmak zorundasın.
You must find that love again.
Burayı havaya uçurmadan önce onları bulmak zorundasın.
You have to find them before he blows this place up.
Kehanetin dediğine göre…'' Shard'' ı bulmak zorundasın.
For the prophecy says… you must find the Shard… the Crystal Shard.
Ruhun bedeninin gömülü olduğunu yeri bulmak zorundasın.
You have to find where the spirit's body is buried.
Bu oyunda… Kapıyı bulmak zorundasın.
In this game… you must find the door.
Şu andan itibaren kendi yolunu bulmak zorundasın.
From now on you have to find a way of your own.
Yaşamak istiyorsan onu bulmak zorundasın.
If you wish to live, you must find him.
Sormanı bekliyordum.- O halde beni bulmak zorundasın.
I was waiting for you to ask. Then you have to find me.
Yuh Yi Joomuzu bulmak zorundasın.
You must find our Yuh Yi Joo.
Tamam, iyi. Başka bir çözüm bulmak zorundasın.
You have to find another solution.- All right, good.
Yuh Yi Jooyu bulmak zorundasın.
You must find our Yuh Yi Joo.
Bunu atlatmanın bir yolunu bulmak zorundasın. Mecbursun.
You have to find a way to get over it. You have to..
Hayal edebileceğin her düzleme uyan birini bulmak zorundasın.
You have to find someone who will fit any landscape you can imagine.
Eğer ona uyum sağlamazsan, başka birini bulmak zorundasın.
If you do not adopt it, you have to find someone else.
Şu andan itibaren kendi yolunu bulmak zorundasın.
You have to find a way of your own From now on.
Önemli değil… çünkü başka birini bulmak zorundasın.
It doesn't matter, because you have to find somebody else.
Önemli değil… çünkü başka birini bulmak zorundasın.
Because you have to find somebody else. It doesn't matter.
Yine de onu bulmak zorundasın.
Anyway, you HAVE to find them.
Onu neden bulmak zorundasın?
Why must you find him?
Results: 219, Time: 0.0433

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English