BULMAN in English translation

find
bulmak
bulacağım
bulun
bulalım
buluyorum
bulayım
to get
almaya
var
bulmaya
gitmek
getirmeye
alacağım
ulaşmaya
elde etmek
girmek
yakalamaya
figure out
bulmamız
anlamaya
çözmem
bulana
düşün
bulmalıyız
karar
çözene kadar
halletmemiz
bir yolunu
discovering
keşfetmek
fark
bulmak
locate
tespit
bulmak
yerini
bulun
yerini belirle
yerini tespit et
finding
bulmak
bulacağım
bulun
bulalım
buluyorum
bulayım
found
bulmak
bulacağım
bulun
bulalım
buluyorum
bulayım
discover
keşfetmek
fark
bulmak

Examples of using Bulman in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Ama senin yaşamak için bir yol bulman gerekiyor.
But you have to figure out a way to live.
Gerçekten üzücü. Kedilere olan bu takıntın ve onları bulman- Baba!
Dad! This obsession of yours with cats and finding them is really sad!
Sean, Sharon için bir iş bulman çok hoş.
Sean, it is so nice to get a job for Sharon.
Bu, bence kendi başına bulman gereken bir şey.
That might be something you will have to figure out for yourself.
Üniversiteye gitmeyeceksen, bir iş bulman gerekiyor. Evet.
Yeah."If you're not going to college, you need to get a job.
Bir yolunu bulman gerekiyor.
You will have to figure out a way.
Gözünü geri alınca, gelip beni bulman gerekirdi.
With your eye back, you should have come to get me.
Bunu en doğru biçimde nasıl yapacağını bulman gerek Brian.
You're gonna have to figure out how to do this the best way, Brian.
Açıkçası tatlım, kendine bir avukat bulman lazım.
Well, frankly, sweetheart, I think you need to get yourself a lawyer.
Sanırım kimin giriş yetkisi olduğunu bulman gerek.
I guess you have to figure out who had access.
Açıkçası tatlım, kendine bir avukat bulman lazım.
I think you need to get yourself a lawyer. Well, frankly, sweetheart.
Ama senin acil olarak kuru temizlemeci bulman gerekiyor.
And everything is closed and you need to get some dry-cleaning done.
Annenin cesedini o şekilde bulman, herhâlde şok olmuştur senin için.
Must have been shocking for you to have discovered your mother's body that way.
Kaçıp yardım bulman için en iyi şansımız bu.
It's our best opportunity for you to run and get help.
Angelica Angelın gerçek adını bulman mümkün mü acaba?
Were you able to discover Angelica Angel's real name?
Peki kraliçeyi bulman ne kadar sürer?
HOW LONG WILL IT TAKE YOU TO FIND THE QUEEN?
Bayan bir ortak bulman gerektiğini düşünüyorsun, değil mi?
You think you should have found a female partner, right?
Silah bulman gerekmiyor muydu?
Don't suppose you found a gun?
Bir iş bulman gerekebilir, tatlım.
You just may have to get a job, my sweet.
Bir avukat bulman gerekiyor çünkü seninle anlaşma imzalamak istiyor.
And you should get a lawyer because he wants to make a business arrangement with you.
Results: 1724, Time: 0.3415

Top dictionary queries

Turkish - English