BULSUN in English translation

find
bulmak
bulacağım
bulun
bulalım
buluyorum
bulayım
get
al
almak
hemen
var
bin
geç
çabuk
biraz
getir
alın
track down
izini
bulmama
takip
bulmalısın
yerini belirlediler
finds
bulmak
bulacağım
bulun
bulalım
buluyorum
bulayım
gets
al
almak
hemen
var
bin
geç
çabuk
biraz
getir
alın
found
bulmak
bulacağım
bulun
bulalım
buluyorum
bulayım
finding
bulmak
bulacağım
bulun
bulalım
buluyorum
bulayım
figure
rakam
artistik
şahsiyet
fark
figürü
bul
anlamaya
düşündüm
çözmemiz
surete

Examples of using Bulsun in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Eli silahlı psikopatın teki kadim kalıntıları bulacaksa bulsun.
So a gun-toting psychopath finds some ancient remains.
Ve kurbanın vücudu. Bana koronerin takımında bir yer bulsun.
Get me a location on the coroner's team and the victim's body.
Eli silahlı psikopatın teki kadim kalıntıları bulacaksa bulsun.
So a gun toting psychopath finds some ancient remains?
Biri Maxi bulsun.
Someone get Max.
Umalım da biri bizi bulsun.
Then we better hope someone finds us.
Bu kadar yaşlı olmasa, bir kız arkadaş bulsun derdim.
I would say he should get a girlfriend if he wasn't so old.
Umalım ki arama ekibi Arthuru ona erişmeden bulsun.
Then we must hope that the search party finds Arthur before he reaches her.
Biz dava dosyasını fakslayalım, o da bir silah bulsun. Harika.
Great. We should fax over the case file and get her a gun.
Sam arkadaşını gömeceğine o, yeni bir iş bulsun.
Better she finds a new job than Sam buries a friend.
Dua edelim de buna gerek kalmadan, Clarke bizi kurtarmanın yolunu bulsun.
Let's hope Clarke finds a way to save us before they have to.
Bayan Parkes sana uygun bir kostüm bulsun.
See that Miss Parkes finds you a costume.
O kadar hit kimin aradığını bulsun biz onları kapalı aramak alabilirsiniz.
Let's find out who called the hit so we can get them to call it off.
Herkes yanındaki arkadaşını bulsun, ve metroya giden yolumuzu bulalım.
Everybody locate your buddy, and let's make our way to the subway.
Ne bulsun ki?
What would he find?
Onun çalışmaları yerini bulsun istemez miydin?
Wouldn't you like his work to find its place?
Kimse beni bulsun istemedim aslında.
I didn't really want to be found.
Birisi bana fotoğrafçı bulsun, burada ünlü biri var.
We got a celebrity sighting here. Somebody get me a photographer.
Ofisim, Ramsey Clarkı bulsun. -Evet. -Bernadine.
Yeah. I need my office to find Ramsey Clark.- Bernadine.
Ofisim, Ramsey Clarkı bulsun. -Evet. -Bernadine.
Yeah.- Bernadine. I need my office to find Ramsey Clark.
Gönlüm huzur bulsun, tek duam bu!
Pray I find peace, I need it!
Results: 544, Time: 0.0399

Top dictionary queries

Turkish - English