BURADA YAŞAMAYI in English translation

living here
burada yaşıyorum
burada yaşarım
burada yaşar
burada yasamak
burada kalmama
burada hayat
live here
burada yaşıyorum
burada yaşarım
burada yaşar
burada yasamak
burada kalmama
burada hayat

Examples of using Burada yaşamayı in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Fakat burada yaşamayı tercih etmenden ve çiftliğimizi genişletmenden gurur duyarım.
But I would be proud did you choose to live here and farm the clearing.
Kimse burada yaşamayı yozlaşmış bir hükümet tarafından korunmak için seçmedi.
None of us chose to live here to be protected by a corrupt government.
Burada yaşamayı seviyoruz.
We loved living there.
Burada yaşamayı seçtik İşlerin net olmasını istiyoruz.
We have chosen to live here We want things to be clear.
Biz burada yaşamayı seçtik.
We have chosen to live here.
Bizden ayrılmayacak. Burada yaşamayı o istedi, hatırladınız mı?
She chose to live here, remember? She's not leaving us?
Burada yaşamayı gerçekten çok seveceğiz.- Evet.
I think we're really gonna love living out here.- Yeah.
Evet. Burada yaşamayı gerçekten çok seveceğiz.
Yeah. I think we're really gonna love living out here.
Burada yaşamayı gerçekten çok seveceğiz.- Evet.
Yeah. I think we're really gonna love living out here.
Evet. Burada yaşamayı gerçekten çok seveceğiz.
I think we're really gonna love living out here.- Yeah.
Hiçbir zaman hoşlanacağımı sanmıyorum ama burada yaşamayı seçen ben değilim sensin.
I doubt I ever will. But I didn't choose to live here. You did.
Burada yaşamayı seviyorum.
I love living out here.
Burada yaşamayı gerçekten seveceğini düşünmüştüm.
I thought you would really like it living here.
Çoğumuz iş bulma vaadiyle burada yaşamayı kabul ettik.
Most of us agreed to live here because they promised us jobs.
Dawn, bu dünyadaki en zor iş. Burada yaşamayı becermek.
Dawn, the hardest thing in this world is to live in it.
Bu yüzden onunla burada yaşamayı seçiyorum.
That is why I choose to live here with her.
Tercih ediyorlar. Benimle burada yaşamayı.
They prefer to live here with me.
Burada yaşamayı sürdürsek ve onlar çiftliği ele geçirmeye çalışırsa'' Yaralı Yüz'' deki gibi çatışsak?
What if we just keep living here, and if they try to take the farm, we will just have a shootout, like Scarface?
Tamam, evli olmayı ve burada yaşamayı talep ediyorsun şimdi hepinizi ayıracağım
Okay, you two claim to be married and living here to verify this Im going to separate you all
Bir önceki kiracı olarak umarım burada yaşamayı benim kadar seversin.
As the previous tenant, let me say I hope you will like living here as much as I did.
Results: 115, Time: 0.0221

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English