BURADA in English translation

here
al
var
işte
şu
burada
geldi
buyur
şuraya
is
ol
çok
işte
ise
olun
there's
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur
where
nerede
yerde
nerde
yer
orada
burada
yerin
are
ol
çok
işte
ise
olun
there are
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur
there is
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur
am
ol
çok
işte
ise
olun
there was
orada
olsun
vardır
yanında
bir
burada
var diye
i̇şte
içinde
mevcuttur

Examples of using Burada in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Burada bulabilirsiniz. Charlienin, cinayet zamanında Pariste olduğunun kanıtını.
You will find the proof that Charlie was in Paris at the time of the murder.
Onların burada yaşamasını istediğimi sanmıyorum.
And I don't think I want them living in it. Was.
Bir süre burada olmayacak, iki veya üç hafta.
She will be gone for a while- two, three weeks.
Ocak, saat 12.40da burada bir ceset bulundu.
The body was found… on January 8, at 12:40pm.
Burada İngiliz halkı adına, size adalet getirmek için bulunuyorum.
I am here on behalf of the British people to bring you to justice.
Yeraltı odalarından. Burada olanlara dair kanıtımız olmalı.
The underground rooms. We have to prove what's going on in here.
Burada olanlara dair kanıtımız olmalı. Yeraltı odalarından.
The underground rooms. We have to prove what's going on in here.
Burada çalışıyorum. Burada Hammidleyim tamam mı?
I'm working here. I'm here with Hammid, okay?
Şu an burada bizimle.- Haklısın.
She's here now… With us, right? You're right.
Burada, her şeyin farklı olacağını düşünmüştüm.
It's like I thought things were gonna be different here.
Çünkü burada merkep benim ve sonunda konuşabiliyorum.
Because I'm the ass, and I can finally talk.
Evet, her şey burada.- Emin misin?
Yeah, everything is in here.- You sure?
Herkesi kurtaramayız ama burada beklemeninde faydası yok!
Some won't make it, but it's better than all of us dying!
Biliyorum burada. Bana yardım ettiğini öğrenirse.
I know he's here. If he finds out you helped me.
Biliyorum burada. Bana yardım ettiğini öğrenirse.
If he finds out you helped me… I know he's here.
Burada ne karıştırdığını elbet öğreneceğim Grimmer.
Grimmer, whatever you're up to, when I find out.
Babanız burada. Neler dönüyor ya?
What the hell's going on? Papa is in here.
Babanız burada. Neler dönüyor ya?
Papa is in here. What the hell's going on?
Vitali, burada harika vakit geçireceksin. Lütfen.
Please. Vitaly, you're gonna have a great time.
Vitali, burada harika vakit geçireceksin. Lütfen.
Vitaly, you're gonna have a great time. Please.
Results: 447310, Time: 0.0457

Top dictionary queries

Turkish - English