Examples of using Dürüstçe in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ve bize dürüstçe payımızı veren Bu,
Üstesinden gelebiliriz. Ama onlarla dürüstçe yüzleşirsek.
Ve dürüstçe, sana içimdeki hisleri söylüyordum.
Bana dürüstçe cevap verin, ben şimdi sizin eşiniz miyim, değil miyim?
Dürüstçe, hiç yardımcı değilsin!
Hayatımı dürüstçe kazanırım ve her gece rahat uyurum.
Bunu dürüstçe söylüyorum.
Söyle bana, April… Bill. Bill. Dürüstçe.
Marshal… abime ve ondan önce de babama dürüstçe hizmet ettin. Şansölye.
Dürüstçe, sen hastanedeki bir bölüm şefinin profesyonel yeteneğiyle boy ölçüşüyorsun.
Dürüstçe, bu bizim hayalimiz.
Ama bana dürüstçe cevap ver, tamam mı?
Bu dürüstçe değil. Hey, baba.
Yani sen ahlaksız bir gerizekalısın ve bunu dürüstçe kabul ediyorsun.
Şansölye. Marshal… ağabeyime ve ondan önce de babama dürüstçe hizmet ettin.
Dürüstçe, senin bir hayalin var, çok fazla!
Bu dürüstçe değil. Hey, baba.
Hiç dürüstçe konuşmuyorlar, ondan sonra da insanların canı yanıyor.
Jagat Janani, umarım sorularıma dürüstçe cevap verirsin.
Şey, bence herkesin dürüstçe fikrini alsan.