DAĞITMAK IÇIN in English translation

to distribute
dağıtmak için
dağıtım
dağıtarak
dağıtacağım
dağıtılması için
to disperse
dağıtmak için
dağılmaya
yaymakta
to break up
ayrılmak
ayırmaya
böldüğüm için
dağıtmaya
bozduğum için
dağılmaya
ayrıimak için
parçalamak için
kırmak
yıkmaya mı
to deliver
teslim etmek
teslim
vermek
vermek için
iletmek için
getirmek
götürmek
dağıtmak için
ulaştırmaya
kurtarmak için
to disband
dağıtma
dağılmamızı
dağıtılmasını
to dispense
dağıtmak için
vazgeçmeyi
for redistribution
dağıtmak için
edip tekrar yaymak için içlerinde saklıyor
yeniden dağıtım için
to dismantle
sökmeye
parçalamaya
dağıtmak için
kaldırmaya
parçalara ayırmaya
söküleceğini
to scatter
dağıtmaya
dağılmanız
savurmak
serpmek
to dissipate
dağılması
yok
dağıtmak için
diffusing
to divert

Examples of using Dağıtmak için in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Gergin durumu dağıtmak için mizahı kullanmak… hatırladın mı?
Diffusing a tense situation with humor… remember?
Hediye paketlerini daha şanssız serserilere dağıtmak için.
TO DISTRIBUTE GIFT BASKETS TO THE LESS FORTUNATE BUMS.
Kuşaktaki yükü dağıtmak için sanırım.
Spread out the burden in the Belt, I guess.
Aklımı dağıtmak için gidip biraz dolaşacağım.
I'm going to take a little walk to clear my mind.
Şimdi de üreticiler grevleri dağıtmak için bizim insanlarımızı işe alıyor.
And now the growers are recruiting our people to break the strikes.
Viskilerini dağıtmak için kullandığı aileyle mi?
The family that used to run their whiskey distribution?
Orduyu dağıtmak için bir saldırı hazırlıyoruz, Kella.
We're preparing an offensive to disrupt the army, Kella.
Tedaviyi dağıtmak için en iyi yöntem bu gibi duruyor.
That seems to be the best way to spread the cure.
Dağıtmak için bunlardan bir demet aldığına bahse girerim.
I bet you have got a whole bunch of those to hand out.
Adamları buradan dağıtmak için size iki dakika veriyorum.
I'm gonna give you two minutes to get these men out of here.
Vanasını dağıtmak için hazırlanıyor.
Getting ready to deploy the valve.
Kafamı dağıtmak için zamana ihtiyacım vardı.
I needed time to clear my head.
Dağıtmak için gelmişler.
They have come to distribute it.
O, mesajı dağıtmak için ceza evine gitmek istiyor.
He wants to go to jail to spread the message.
Kylie, biraz daha rozet dağıtmak için yardım edebilir misin?
Kylie, can you help me pass out some more buttons,?
Demek başkalarını dikkatini dağıtmak için beni kullandın!
So, you used me to draw the others' attention away.
Her zaman kafanı dağıtmak için İyi bir yoldur.
Doing something you enjoy is always a good way to get out of your head.
Her zaman kafanı dağıtmak için İyi bir yoldur.
Is always a good way to get out of your head.
Sivil Muhafızların kalabalığı dağıtmak için atacağı gaz sayesinde. Nasıl?
How? Thanks to the smoke the Civil Guards will throw to clear the crowd?
Sivil Muhafızların kalabalığı dağıtmak için atacağı gaz sayesinde. Nasıl?
Thanks to the smoke the Civil Guards will throw to clear the crowd. How?
Results: 200, Time: 0.0718

Dağıtmak için in different Languages

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English