DENGESIZLIĞI in English translation

imbalance
dengesizlik
instability
dengesizlik
istikrarsızlık
kararsızlık
değişkenlik
unbalanced
dengesizleştirebilirsiniz
unstable
değişken
dengesiz
kararsız
istikrarsız
düzensiz
tutarsız
stabil
imbalances
dengesizlik

Examples of using Dengesizliği in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Öz kimliğin, ilişkilerin ve ruh halinin dengesizliği.
An instability of self. Image, relationships and mood.
Arkadaşım eşek arısı dengesizliği yaşıyor.
My friend has the equilibrium of a bubble bee.
Doğa, böyle bir güç dengesizliği karşısında yenik düşer.
Nature would not stand for such an imbalance of power.
İsmini duyurma dürtüsüyle hayattaki dengesizliği düzeltmeye çalıştığı söylenebilir.
With his urge for spectacular publicity he is sometimes trying to correct an imbalance.
Öz kimliğin, ilişkilerin ve ruh halinin dengesizliği.
An instability of self-image, relationships and mood.
Savaşların yol açtığı dengesizliği düzeltecek.
It will correct the imbalance caused by recent wars.
Öz kimliğin, ilişkilerin ve ruh halinin dengesizliği.
Relationships and mood. An instability of self-image.
Kosova Gümrük Dairesi verileri de dengesizliği doğruluyor.
Kosovo Customs data confirms the imbalance.
Tuhaftır ki… Dogma zamansal ve coğrafi dengesizliği yasaklar!
That's funny, temporal and geographical alienation! since Dogma clearly forbids!
Yakın zamanda yapılan savaşların yarattığı dengesizliği düzeltecek.
It will correct the imbalance caused by recent wars.
Ayrıca polis içerisindeki dengesizliği de soruşturuyorum.
I have also been investigating the imbalance within the police.
An2} eklenmemişti, o yüzden dengesizliği düzeltmek için.
To make up for the imbalance. so I proposed a staggered board.
An2} eklenmemişti, o yüzden dengesizliği düzeltmek için.
So I proposed a staggered board to make up for the imbalance.
Açıkça araba adaletsizliğe karşı tepki gösterip evrendeki dengesizliği düzeltmeye çalışıyor.
Clearly, the cart is reaing to an injustice, Trying to correct an imbalance in the universe.
Geç başlangıçlı kimyasal dengesizliği var ama gerçekten iyi biridir
He had a late-onset chemical imbalance, but he's a good guy,
Kırsal ve kentsel iş alanları arasındaki dengesizliği azaltmak için Seul, çiftlik makineleşmesini daha
To reduce the imbalance between rural and urban sectors, Seoul expanded investments in public projects,
Bu koca kayalığın dengesizliği ve her an yeniden kayarak çocuğun altında kalabilme ihtimali de cabası.
Doesn't help, this entire bluff's unstable and could re-slide at any time, burying him.
Onlara Rorynin kimyasal dengesizliği olduğunu ve okulu bırakacağını söylediğinde tıbbi olarak aklının başında olmadığını söyleyeceğiz.
Rory had a chemical imbalance, and she was medically out of her mind… when she told them she was dropping out.
Aslında her geçen gün cinsel sorunların hormon dengesizliği, sinir sorunları
Actually, we're finding more and more that problems in the bedroom stem from hormonal imbalances, nerve problems,
Dengesizliği belirleyerek sesleri böyle formüle edeceğiz.
And this is how we detect imbalance and formulate the sounds,
Results: 166, Time: 0.029

Top dictionary queries

Turkish - English