ALIENATION in Turkish translation

[ˌeiliə'neiʃn]
[ˌeiliə'neiʃn]
yabancılaşma
foreign
stranger
alien
outsider
unfamiliar
outlander
intruder
gringo
exotic
yabancılaşmasının
foreign
stranger
alien
outsider
unfamiliar
outlander
intruder
gringo
exotic
yabancılaşmam
foreign
stranger
alien
outsider
unfamiliar
outlander
intruder
gringo
exotic
yabancılaşmanın
foreign
stranger
alien
outsider
unfamiliar
outlander
intruder
gringo
exotic

Examples of using Alienation in English and their translations into Turkish

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Television, the movie's rival medium in the 1950s, was cast as the ultimate symbol of alienation.
Li yıllarda sinemanın rakibi olarak çıkan televizyon yabancılaşmanın nihai noktasıydı.
discuss global warming, globalisation and social alienation.
küreselleşme ve toplumsal yabancılaşma konularını tartıştılar.
It came of age when music defined people's lives and foreshadowed the alienation of modern man.
Müziğin insan hayatını belirlediği ve modern insanın yabancılaştığını önceden haber verdiği bir dönemde ortaya çıktı.
It is only in the epilogue that he realizes his formal punishment, having decided to confess and end his alienation from society.
İtiraf etmeye karar vermesi ve toplumdan yabancılaşmaya son vermesiyle sadece epilog kısmında resmî olarak cezasını idrak eder.
It's the play. Bertolt Brecht uses the alienation effect… to create emotional distance from the audience.
Bertolt Brecht yabancılaştırma etkisini kullanarak… seyirciyle arasına duygusal bir mesafe koyuyor. Oyun yüzünden.
The last 15 years have proved that Marxism and collectivism certainly don't protect you from exploitation and alienation.
Son 15 yıl, Marksizm ve kolektivizmin sizi sömürü ve yabancılaşmadan korumak olmadığını kanıtlamıştır.
add social alienation, cultural differences,
buna sosyal dışlamayı kültürel farklılıkları,
it was the anger that I felt, the alienation.
öfkeydi hissettiğim bu şey, dışlanmaktı.
And they will admit their sin, so[it is] alienation for the companions of the Blaze.
Böylece kendi günahlarını itiraf ettiler. Çılgınca yanan ateşin halkına( Allahın rahmetinden) uzaklık olsun.
And they will admit their sin, so[it is] alienation for the companions of the Blaze!
Böylece günahlarını itiraf ederler.( Artık) o çılgın ateş halkı( Allahın rahmetinden) uzak olsunlar!
I hated his guts since I was 11… My alienation from my father.
sonra tüm ailemi kapsadı. Babamdan uzaklaşmam.
loneliness, alienation, more polarization, If technology creates… more election hacking,
yalnızlık, yabancılaşma, daha fazla kutuplaşma, seçim hilesi,
If technology creates… mass chaos, more election hacking, more populism, loneliness, alienation, more polarization, outrage, incivility.
Yalnızlık, yabancılaşma, daha fazla kutuplaşma, dikkat dağıtır, esas sorunlara odaklanmayı engellerse… ABD SENATOSU seçim hilesi, popülizm yaratır, Eğer teknoloji kitlesel kaos, öfke, kaba kuvvet, karşılıklı güvensizlik.
Mass chaos, more election hacking, more populism, outrage, incivility, lack of trust in each other, loneliness, alienation, more polarization, If technology creates.
Yalnızlık, yabancılaşma, daha fazla kutuplaşma, dikkat dağıtır, esas sorunlara odaklanmayı engellerse… ABD SENATOSU seçim hilesi, popülizm yaratır, Eğer teknoloji kitlesel kaos, öfke, kaba kuvvet, karşılıklı güvensizlik.
whose exercise constitutes flourishing, alienation is a condition wherein these drives and tendencies are stunted.
gerçekleşmesi gelişmesi olması gerekirken, yabancılaşma bu güdü ve eğilimlerin kısıtlanması koşuludur.
Dark and at times surreal, the novel is focused on alienation, bureaucracy, the seemingly endless frustrations of man's attempts to stand against the system,
Karanlık ve bazen gerçeküstü olan roman; yabancılaşmaya, bürokrasiye, insanın sisteme karşı durma girişimlerinin sonsuza kadar süren sıkıntılarına
The cumbersome procedures of bureaucratic administration did not allow for the free communication and flexible response required at the enterprise level to deal with worker alienation, innovation, customers and suppliers.
Bürokratik yönetim içinde hantal prosedürler, ücretsiz iletişim ve işçi yabancılaşması, yenilikler, müşteriler ve tedarikçiler ile başa çıkmakta kurumsal düzeyde gerekli esnek tepkiyi zamanından önce yapmayı engellemiştir.
Without the trappings of so-called civilisation, We are here to live like local people, basically means cruelty and alienation. which, as far as I can tell,
Söyleyebileceğim kadarıyla, zulüm ve yabancılaşmadan… olabildiğince uzakta.
The Continuum movement recognizes that the world will give your baby plenty of alienation and despair in good time, so while we can, we should hold them close.
Surem Hareketinin inanisina gore bebeklerin ayni anda Dunyaya karsi hem yabancilasmasina hem de umutsuzluga kapilmasina yol acacak binlerce sey var… bizler ise onlari mumkun oldugunca hayatimizdan uzak tutmaliyiz.
Thus, if the alienation of the worker consists in being a"slave toward its object", the worker is doubly alienated:"first,
Böylece,'' ürettiği nesnenin kölesi olması doğrultusunda'' eğer çalışan yabancılaşıyorsa, bu,
Results: 57, Time: 0.3225

Top dictionary queries

English - Turkish