DIĞER ÜYELERIYLE in English translation

• other members
• the rest of

Examples of using Diğer üyeleriyle in Turkish and their translations into English

Mayısında Freud, kızı Anna ve ailesinin diğer üyeleriyle birlikte Londraya doğru yola çıktı.
And in May 1938 Freud, his daughter Anna and other members of his family set off for London.

cumhurbaşkanlığının diğer üyeleriyle birlikte dış politikadan sorumlu olduğu gerçeği göz önüne alındığında, bu durum BH cumhurbaşkanlığı ve dışişleri bakanlığının işleyişini karmaşık hale getirebilir.
together with other members of the presidency, are in charge of foreign policy," Tihic told SETimes.

17 Kasım 1968de Ulusal Direnişin diğer üyeleriyle birlikte cinayet sebebiyle mahkûm edildi
on 3 November 1968, condemned to death with other members of National Resistance on 17 November 1968,

Şarkıcının, suç çetesinin diğer üyeleriyle birlikte Almanya,
The singer, together with other members of the criminal group,

Hükümetin olayla ilgili açtığı ilk soruşturmadan sonra Eylül 2006da, Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Mile Janevski -başbakan ve kabinenin diğer üyeleriyle birlikte- bir basın toplantısında defalarca ölüm tehdidi aldığını söyledi.
In September 2006, following the government's initial inquiry into the case, Transport and Communications Minister Mile Janevski-- with the prime minister and the rest of the cabinet by his side-- told a press conference that he has received several threats against his life.

Avrupa-Atlantik entegrasyonunu gerçekleştirmek için, devlet kurumlarını Avrupa-Atlantik toplumunun diğer üyeleriyle uyumlu olacak şekilde güçlendirmeli ve etnik kökenleri ne olursa olsun bütün Bosna-Hersek vatandaşlarının insan haklarını korumalıyız.
To achieve Euro-Atlantic integration, we will need to strenghten state institutions consistent with other members of the Euro-Atlantic community and to protect the human rights of all citizens of Bosnia and Herzegovina, regardless of ethnicity.

Prenses Alice kraliyet ailesinin bazı diğer üyeleriyle birlikte törene katıldı.
Princess Alice, Duchess of Gloucester, and other members of the royal family.

bakıcılarda eş zamanlı dikkat modeliyle paralel olarak grubun diğer üyeleriyle sürekli bir eş güdüm içinde oldukları gözlemlenmiştir.
caregivers in San Pedro were observed to frequently coordinate their activities with other members of a group in ways parallel to a model of simultaneous attention, whereas middle-class European-descent families in the U.S. would move back and forth between events.

Ekibin diğer üyeleriyle birlikte Velchev, Bulgaristanın son iki yıldır elde ettiği makroekonomik istikrarın yanısıra borç yükünün azaltılmasındaki payı nedeniyle geniş övgü topladı.
Together with other members of the team, he has been widely credited abroad for Bulgaria's macroeconomic stability over the last two years, as well as for the reduction of the debt burden.

Ve umarım, diğer üyelerle olan ilişkileriniz.
And I hope your relationships with other members.

Sadece diğer üyelere bakıyorlar.
They only boink other members.

Bi-bizde ailenin diğer üyeleri ile başlarız.
Uh, w-we will start with the rest of the family.

Lynch diğer üyelere kendi eyaletlerinde risin saldırısı yapmalarını söylemiş.
Lynch urged other members to spread ricin at polls in their respective states.

Komitenin diğer üyelerine söylemek için sabırsızlanıyorum.
I can't wait to tell the rest of the committee.

Ne olduğunu söylemedi. Diğer üyelerle bir anlaşmazlığı oldu mu?
Did he have any confrontations with the other members?

SFRPnin diğer üyeleri işte.
Well, the rest of the S.

Ya diğer üyelerin cinayetlerden haberi yoksa?
What if the other members don't know about the killings?

Ekibimizin diğer üyeleri bunlarla ilgilenecektir.- Merak etmeyin.
Don't worry about it. The rest of our, uh, staff.

Tıpkı diğer üyelerin gruba yaptığı gibi.
So do many other members of your faction.

Dong Woon, diğer üyelere göre daha Batılı bir görünümü olmasıyla bilinir.
Dong Woon is known for his more Western look compared to the other members.