DIRENMEK in English translation

to resist
direnmeye
karşı koymaya
direnecek
dirençli
resistance
direnç
rezistans
direniş
dayanıklılık
karşı koymak
fight
kavga
savaşmak
mücadele
dövüşmek
maç
standing up
ayağa kalk
kalkın
ayakta
dur
ayakta dur
karşı
dik dur
durun
kalk kalk
ayaga kalkin
holding out
dayan
uzat
tut
tutun
dayanabiliriz
dayanın
uzak tutar
direnmemiz

Examples of using Direnmek in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Bazen teslim olmak, direnmek kadar onurlu bir harekettir özellikle de başka seçeneğin yoksa.
Sometimes surrender's as honorable as resistance, Especially if you have no choice.
Teslim olmak, direnmek kadar onurlu bir harekettir özellikle de başka seçeneğin yoksa.
Surrender is just as honorable as resistance, Especially when you have no choice.
Ve avlarının çoğu için, direnmek anlamsız.
And for most of their prey, resistance is futile.
Bu ataat etmektir, direnmek değil.
It's obedience, not resistance.
Pekala ilk tepki direnmek olur biliyorum.
Okay, I know the initial reaction will be resistance.
Matmazel, size direnmek düşünülemez bile.
Mademoiselle, resistance to you is unthinkable.
Yüce liderimiz, gönüllüler serum için hazırlandılar. Direnmek gereksiz.
Great leader, your volunteers have been prepared for the serum. Resistance is useless.
Tutuklamaya direnmek olay mahallinden kaçmak.
Resisting arrest. Fleeing the scene.
Direnmek zorundayız.
We have to resist.
Direnmek zorundasınız.
You must resist.
Direnmek, yersiz!
Do not resist!
Ben direnmek zorundayım.
I have to resist.
Tutuklamaya direnmek?
Resisting arrest?
Her şeye direnmek zorunda olmam.
That I have to resist everything.
Birlikte direnmek zorundayız.
We must stand together.
Tutuklamaya direnmek ve tehlikeli bir radikal.
Resisting arrest and a dangerous radical.
Direnmek bizim için, savaşmak bizim için.
For us to stand, for us to fight.
Denemek ve direnmek. İşe yaramaz.
To try and resist. It's useless.
Polise direnmek sadece dezavantaj sağlar!
Resisting the police only works to your disadvantage!
Direnmek zorundayız. Topluluk bizim için gelecek.
The collective will come for us. We have to resist.
Results: 151, Time: 0.0475

Top dictionary queries

Turkish - English