Examples of using Doğurmak in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Evet. Doğurmak zorunda kaldı.
Flora nehir kenarında doğurmak zorunda kaldı, benim evimin yanında.
Burada doğurmak ve ölmek.
Yaptığım en zor işin onu doğurmak olduğunu düşünürdüm.
Şimdi bir gelin seçmek ve bize bir çocuk doğurmak.
Doğurmak istiyor musun?
Şimdi doğurmak istiyorum.
Becca doğurmak üzere.
Otobanda doğurmak üzere olan bir kadın vardı!
Onun çocuklarını doğurmak istiyorsun!
Peki doğurmak istiyor mu?
Benim istediğim Yahudi çocuklar doğurmak, seninki erkeklerle yatmaktı.
Ya bebeği doğurmak istiyorsa?
Bebeği doğurmak zorunda değilsin, biliyorsun?
Karısı doğurmak üzere.
Her şeye baştan başlayabilseydin, doğurmak yerine okula mı giderdin?
Ya bu bebeği doğurmak bir hataysa?
Doğurmak istiyor muyum?
Doğurmak istiyor mu?
Çocuk doğurmak kadar sağlıklı şey yoktur?