DOĞURMAK in English translation

to have
sahip
olsun
var
yapmak
sahibi olmak
geçirmek
ağırlamak
almanı
almak
daha
giving birth
doğurmak
doğum yapmadan
doğuran
doğuruyor
doğuracak
doğurabilir
çocuk doğurur
bearing
ayı
tahammül
katlanmak
taşımak
ayının
taşır
to deliver
teslim etmek
teslim
vermek
vermek için
iletmek için
getirmek
götürmek
dağıtmak için
ulaştırmaya
kurtarmak için
give birth
doğurmak
doğum yapmadan
doğuran
doğuruyor
doğuracak
doğurabilir
çocuk doğurur
to engender
doğurmak
childbirth
çocuk doğurmak
doğum
çocuk doğumunu

Examples of using Doğurmak in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Evet. Doğurmak zorunda kaldı.
She had to give birth.- Yes.
Flora nehir kenarında doğurmak zorunda kaldı, benim evimin yanında.
Flora had to give birth by the river, near my house.
Burada doğurmak ve ölmek.
Give birth here and die here.
Yaptığım en zor işin onu doğurmak olduğunu düşünürdüm.
I used to think the hardest thing I ever did was give birth to her.
Şimdi bir gelin seçmek ve bize bir çocuk doğurmak.
Now choose a bride and bear us a child.
Doğurmak istiyor musun?
Do you want to keep it?
Şimdi doğurmak istiyorum.
Now I want to keep it.
Becca doğurmak üzere.
Becca's in labor.
Otobanda doğurmak üzere olan bir kadın vardı!
We have a woman About to give birth on the highway.- It's coming!
Onun çocuklarını doğurmak istiyorsun!
You want to bear him children!
Peki doğurmak istiyor mu?
And she wants to keep it?
Benim istediğim Yahudi çocuklar doğurmak, seninki erkeklerle yatmaktı.
I wanted to raise the kids Jewish. you wanted to sleep with men.
Ya bebeği doğurmak istiyorsa?
What if she wants to keep the baby?
Bebeği doğurmak zorunda değilsin, biliyorsun?
You don't have to keep that baby, you know?
Karısı doğurmak üzere.
His wife is in labor.
Her şeye baştan başlayabilseydin, doğurmak yerine okula mı giderdin?
If you had to do it all over, would you have gone to school instead?
Ya bu bebeği doğurmak bir hataysa?
What if… what if having this baby was a mistake?
Doğurmak istiyor muyum?
Do I want to keep it?
Doğurmak istiyor mu?
Does she want to keep it?
Çocuk doğurmak kadar sağlıklı şey yoktur?
So, what's healthier than having a kid?
Results: 236, Time: 0.0558

Top dictionary queries

Turkish - English