Examples of using Dokun in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kendine dokun.
Hadi dokun ona.
Benim… bacaklarıma dokun, gittikçe güçleniyorlar.
Dokun bu süvetere, daha iyisi yok, gerçek İrlanda av köpeği kürkünden.
Bana dokun… ve Gorgonlar( cadı) için öğütülmüş tahıl olacaksın!
Şuradaki Sessiz Ateşte onun dokun ve bak olayını görmüştüm.
Dokun ve bak olayı nedir?
Hey, dokun, Harry.
Ne bir şeye dokun ne de bir şey yap.
Dokun siyah toplarıma.
Çivime dokun!
Bana dokun Beni iyileştir, İsa.
Bana dokun Beni iyileştir, İsa.
Hayır, dokun ma bana!
Evet,'' Dokun ve bitir'' oldu.
Paul, bana dokun da neler olacağını gör.
Parmağınla burnuna dokun, sonra da parmağıma dokun. .
Dokun ve serbestsin.
Yapışkan maddeme dokun, Bob.
Dokun şuna be adam!