Examples of using Doldurdum in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Kendime bir bardak şarap doldurdum.
Kendime bir bardak süt doldurdum.
Kendime bir tane daha bira doldurdum.
Kendime bir fincan çay doldurdum.
Depoyu doldurdum ve hava durgun gökyüzü açık, -50 derece.
Bir bakalım, çorapları doldurdum, ökse otunu astım, kestaneler kavruldu.
Kızağımı doldurdum ve evin yoluna koyuldum.
Formu doldurdum ve her şey orada.
Bazı evrakları doldurdum, Sally şirkete faksladı.
Çubuğu 5 saniyede doldurdum ve elimin üç yerinde kanıtı vardı.
Sabah bir dolarlık doldurdum ve sadece doksan centlik yol gittik.
Üç çanta doldurdum, efendim.
Tam 306 form doldurdum ve henüz öğlen bile olmadı.
Yaklaşık 300 başvuru formu doldurdum ama buna rağmen henüz bir şey yok. Bence bunun nedeni.
Havlu doldurdum.- Oh!
Birkaç form doldurdum, hepsi bu.
Kaç tane sözleşme doldurdum, biliyor musun? Yerli bir yetenekle mi?
Birkaç başvuru doldurdum Bir şey buldun mu?
Belgeleri doldurdum ve eczaneye gittim. Doğru.
Doğru. Belgeleri doldurdum ve eczaneye gittim.