Examples of using Efsanedeki in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Eğer efsanedeki sadist, Von Klaus ise ailede başkaları da olabilir.
Beowulfun efsanedeki ilk düşmanı,
Çıkardığı ses aynı efsanedeki şarkıya benziyor. Lugia!- Hı?
ama Minyonlar gerçekten efsanedeki Atlantisliler mi?
her güzel efsanedeki gibi çocuk yaşlı adamı dikkate almadı.
Elimizde, efsanedeki deniz yılanı olan Deniz Ejderhası… Asyada yaşamış olan Orman Ejderhası… ve 1000 adet çömleği süsleyen Çin Ejderhasına dair kanıtlar var. Bir de sen.
Gerçekten düşünürseniz, efsaneyi ortadan kaldırır ve hala orada olan muhteşem şeyi görürsünüz.
Hangi efsaneden bahsediyorsun?
Bu efsaneler, dünyanın her köşesinden çıkıyordu, değil mi?
Evet; ama efsaneden çok daha fazlası.
Efsane gibi birşey.
Miken, efsaneye göre Perseusun doğduğu şehir olan Argos yakınlarındadır.
Her efsaneden çıktığında sorunlar yaşıyordu zaten.
Dune efsanesi henüz sona ermedi.
Efsane alanına giriyor.
Terminatör efsanesi ayrıca bir TV dizisi.
Efsane bir yaratık tarafından bu ormana doğru cezbedilmiş.
Yıllarımı gerçeği efsaneden ayırmaya adadım.
Efsaneden haberiniz vardır Majesteleri.
Efsane yuvası, macera ve… harika atıştırmalıklar mı?