Examples of using En kötü şeyin in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Sporda olabilecek en kötü şeyin Olimpiyatlarda dördüncü olmak diyen kişi… sana diyorum, siktir git. Şu an bunlardan bahsediyorum çünkü.
Her ne kadar, kocamın başına gelen en kötü şeyin sizin grubunuza katılması olduğunu düşünsem de.
Bunu uzun uzun düşündüm ve olabilecek en kötü şeyin şirketimiz büyürken ve dünyayı biraz daha
Ben olabilecek en kötü şeyleri getirdim aklıma.
Bir kocanın yapabileceği en kötü şeydir herhâlde, değil mi?
Uyuşturucunun sebep olduğu en kötü şeyler şiddet ve tecavüz.
Başına en kötü şeyler geldi ve hayatta kaldın.
Evet. En kötü şeydir de.
Çünkü benimle ilgili en kötü şeyleri biliyor ve sorun yok.
Ben olabilecek en kötü şeyleri getirdim aklıma.
En kötü şeyler de bardaklar.
Firijit kadın, prensipleri olan bir erkeğin başına gelebilecek en kötü şeydir.
Eskiden anne olmak birinin yapabileceği en kötü şeydir diye düşünüyordum.
Eskiden anne olmak birinin yapabileceği en kötü şeydir diye düşünüyordum.
Sen çocukların en kötü şeyleri bile atlatabileceğinin canlı kanıtısın.
En kötü şeyler sessizce olur.
Başımıza gelebilecek en kötü şey kendimizi halktan koparmak olur!
Bu söylenebilecek en kötü şey.
En kötü şey ilk Noel
En kötü şeyler hiç bitmez.