Examples of using Kötü in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Savaşta yaralandım. Kötü şans, ağam.
Bilirsin, derler ki politikacılar kötü insanlar için bir şov işidir.
Çok kötü bir yerdi, sefil ve medeniyetsiz.
Bu senin için çok kötü. Ben… Hatırlayamıyorum.
Geçmişte bazı kötü şeyler yaptım biliyorum ve pişmanım.
Geçmişte bazı kötü şeyler yaptım biliyorum ve pişmanım.
Hayır, hallederim İşler kötü giderse burada olduğumu unutma.
Benimki Paul. Kötü bir gece, degil mi Paul?
Benimki Paul. Kötü bir gece, değil mi Paul?
Kötü bir gece, değil mi Paul? Benimki Paul?
Asla kötü, kibirli ve korkak bir adam istemedim.
Ne? Kötü polisler hakkında böyle demez miydin?
Daha kötü de olabilirdi.- Kellen nasıl?
Frank kötü başladı, çekice dokunamadan yere düştü.
Kadın kötü durumda ama yine de tek parça.
Haberlerdeki kötü polise benziyor.- Kapat kapıyı!
Evet. Kötü tercihlerin, fedakârlığın gerekliliği.
Yani kötü günler geldiğinde gerçekten kimi sevdiklerini gösteriyorlar.
Eteona katılmaman kötü oldu. Hatırladın mı?
Eteona katılmaman kötü oldu. Hatırladın mı?