Examples of using Endişelenmenizi in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Size kendiniz hakkında endişelenmenizi öneririm.
Bayan Cambridge, endişelenmenizi gerektirecek bir şey yoktur, değil mi?
Endişelenmenizi önleyecek bir uygulama hiçbir zaman geliştirilemeyecek. Çünkü bu sevdiğiniz insanlara ödediğiniz bir külfettir.
Sizin endişelenmenizi istemedim ama sonra sizden dönerken bir motorcu bana çarptı.
Bence Rusty konusunda endişelenmenizi gerektirecek hiçbir şey yok. Siz Krisi benden daha iyi tanırsınız tabii.
Bayan Brinks, endişelenmenizi anlıyorum. Ama o buraya gelmezse ona terapi uygulayamam.
Orada endişelenmenizi istemiyorum Bunu da atlatacağız. çünkü iki çok zeki insanın da zamanında dediği gibi.
Orada endişelenmenizi istemiyorum Bunu da atlatacağız. çünkü iki çok zeki insanın da zamanında dediği gibi.
Hepiniz çok tatlısınız, ama benim için endişelenmenizi istemiyorum, anlaştık mı?
Endişelenmeyin, Patiler, kabilem buradan geçmiş.
Annen çok endişelendi, ben de televizyon izledim!
Endişelenmeyin efendim, bir ay sonra benden daha iyi çalacak.
Ona endişelenmemesini söyle, birşeyler hallederiz. hadi.
Endişelenmeyin. Biliyor musun,
Seni endişelendiren benim güvenliğim mi… yoksa bir imparatoriçenin güvenliği mi?
Endişelenme. Sen bir saat ihtiyarlamadan önce kızı getiririm.
Endişelenme. Sen bir saat ihtiyarlamadan önce kızı getiririm.
O zaman endişelenmeye başlamalıyım değil mi, Enoch?
Endişelenmeyin. Büyük bir geğirmeydi herhalde.
Endişelenmeyin, beyler. Tia Dalmayla eskiden tanışırız.