DO NOT WORRY in Turkish translation

• merak etme
• endişelenme
• endişe etme
• üzülme
• korkma
• dert etme
• meraklanma
• kaygılanma
• endişelenmene gerek yok
• hiç tasalanma
• dont worry
• telaşlanma

Examples of using Do not worry in English and their translations into Turkish

Don't worry… we are the fearless.
Meraklanma… Biz, korkusuzuz.

But do not worry, I I'm here.
Ama üzülme, ben burdayım.

I will help you find her! Don't worry!
Korkma! Onu bulmana yardım edeceğim!

Mama do not worry now! you're spoiling?
Anne endişe etme, olur mu?

Do not worry. The damage is caused by a cut.
Endişelenme. Hasar bir kesiden kaynaklandı.

Do not worry, I'm going now take it, and parents.
Merak etme, onunla ailemi şimdi götürmeye gidiyorum.

Do not worry, your father will be fine.
Kaygılanma, Baban iyi olacak.

But do not worry, it's Alex.
Ama üzülme, bu Alex.

But, do not worry, Captain.
Ama meraklanma, Yüzbaşı.

Do not worry. A lot of time.
Dert etme, vaktimiz var.

Do not worry, we must invest the money making it grow.
Korkma, para kazanmak için yatırım yapmalısın.

But do not worry my friend.
Ama endişe etme dostum.

They're a little sleep. Do not worry.
Onlar için endişelenmene gerek yok.

Do not worry, Dad. We would like to visit you there.
Endişelenme, baba. Seni orada ziyaret etmek istiyoruz.

Do not worry, Grisha has a spare. Take the radio!
Merak etme, Grishkada fazladan var. Telsizi al!

But do not worry, improved each time, make a fist.
Ama kaygılanma, bunu hep yapıyorum. Yumruğunu sık.

Don't worry!
Hiç tasalanma!

Do not worry. They will continue looking.
Üzülme, aramaya devam edeceklerdir.

So he says,"Don't worry, the warden's betrayed you.
Meraklanma, seni gardiyan ele verdi.'' demiş.

Do not worry about me blood brother.
Sen beni kendine dert etme, kan kardeş.