ENKAZ in English translation

debris
enkaz
moloz
döküntü
atık
kalıntılar
parçalar
yıkıntılar
crash
enkaz
davetsiz
kazası
kaza
çarpışma
düştü
çökme
çarpma
çarpın
çöküş
salvage
hurda
enkaz
kurtarma
atıl
rubble
moloz
enkaz
bir edemeyeceksin
rubbie
edemeyeceksin
yıkıntı
taş yığınlarının
shipwreck
batık
gemi enkazı
gemi kazası
karaya oturmuş gemisi
enkazın olduğu
batan bir gemi
geminin enkazını
maum

Examples of using Enkaz in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
YıIdız 41 enkaz alanında yaralıları tahliye ediyor.
Star 41 is at the crash site to evacuate the injured.
İHA görüntüleri ateş ve enkaz gösteriyor sadece.
Drone images just show fire and rubble.
Enkaz alanını göremiyorum.
I can't see the crash site.
Enkaz haklarını alabiliyor muyuz?
So did we get the salvage rights?
Bir süre onları kazıp çıkarmayı denedik ama çok fazla enkaz vardı.
There was too much rubble. We tried digging them out for a while, but.
Bir tür enkaz kurtarma birimi.
He's part ofa crash retrieval unit.
Enkaz şehir, Max.
Salvage City, Max.
Enkaz alanında buluşmayı öneriyorum.
I suggest we rendezvous at the crash site.
Ceza olarak, yarınki enkaz işine katılmak zorundayız.
As punishment they said we have to volunteer some salvage work tomorrow.
Mimari enkaz.
Architectural salvage.
Helikopterlerinin enkazı Bistrita Köyünde bulundu ama… enkaz yerinde cesede rastlanmadı.
But no bodies have yet been found at the crash site.
Ve Tereshkovanın enkaz alanına.
And into the rubble Tereskova.
Blakenin kredi kartı şirketine göre, sizin enkaz teknelerinizden birini kiralamış.
According to Blake's credit card company, he rented one of your salvage boats.
Hindistan Uzay Araştırma Örgütünden kıdemli araştırmacılar enkaz alanını araştırmak için buradalar.
Senior researchers from the Indian Space Research Organization… are here to investigate the crash site.
Martin Lime, enkaz gemisi kaptanı.
Martin Lime, captain of a salvage ship.
Karşılıksız aşkın enkaz alanında.
The crash site of unrequited love.
Öldü. Martin Lime, enkaz gemisi kaptanı.
Dead. captain of a salvage ship. Martin Lime.
Sağlam mallar için biraz geç kaldınız. Enkaz uzmanıyım.
Salvage specialist. Just got here a bit late for the good stuff.
Sağlam mallar için biraz geç kaldınız. Enkaz uzmanıyım.
Just got here a bit late for the good stuff. Salvage specialist.
Enkaz, ayaklanma çıkarma, cinayet.
Wrecking. Inciting a riot. Murder.
Results: 758, Time: 0.0418

Top dictionary queries

Turkish - English