ESKI PÜSKÜ in English translation

shabby
eski püskü
kötü
pejmürde
sefil
fena
salaş
pespaye
berbat değil
hırpani
ragged
bez
paçavra
çaputu
bezin
threadbare
eski püskü
yırtık pırtık
ratty old
pasaklı eski
eski püskü
a worn-out
eski püskü
seedy
köhne
kılıksız
pejmürde
eski püskü
keyifsiz
pis
kötü
any manky old
raggedy
pejmürde
derbeder
yırtık pırtık
eski püskü
old-timey
eski
antika

Examples of using Eski püskü in Turkish and their translations into English

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
  • Programming category close
Eski püskü şeyle yapıyorsun!
You're doing any old thing!
Bir yığın eski püskü torba.
A bunch of beat-up old sacks.
Bu eski püskü şeyi sürmeye çalışıyorum.
Trying to ride this old raggedy thing.
Bulduğu eski püskü bir oyuncak bebek.
Some old doll he found.
O eski püskü koltuğu kim alır ki?
Who is gonna pick up that ratty chair off our lawn?
Biraz eski püskü ama, oldukça hoş yani.
I mean, it's kind of shabby, but it's pretty nice.
Bu eski püskü şey bizi imparatorluk mücevherlerinden etti.
That manky old git cost us the crown jewel of our empire.
O eski püskü şeyi mi?
That ragged-Iooking old thing?
Eski püskü bir halıya benziyor.
It looks like a dirty old carpet.
Tıpkı eski püskü bir elbise gibi.
Like an old tin-pot dress.
O eski püskü koltuğu kim alır ki?
That ratty chair off our lawn? Who is gonna pick up?
Yıllar önce, eski püskü bir kasabada.
Many years ago, in a shabby little town.
Eski püskü bir kasaba tam burada, Alabamada.
Right here in Alabama. A shabby little town.
Eski püskü bir kasaba tam burada, Alabamada.
A shabby little town right here in Alabama.
Neden o eski püskü çizmenin etrafina toplandilar?
Why are they all standing around that manky old boot?
Zavallı şey, güneş ışınlarından korusun diye kendine eski püskü bir elbise yapmışsın.
Poor thing, you made yourself a shabby little suit for sun protection.
Buranın dağınıklığı için sizden özür dilerim eski püskü aletler işte.
And I apologize for the state of the place, those shabby old tools.
Görünmesine şaşırmazdım. Onun bazı eşyalarının eski püskü.
I wouldn't be surprised if some of hers was looking a bit shabby.
Baş parmağım havada ve yanımda sadece… eski püskü bir Olivetti daktiloyla yollara düştüm.
And a beat-up Olivetti typewriter. I hit the road with only my thumb.
Fakat lekeli camları ve eski püskü koltuklarıyla, eskiden bu güzergahı kat eden vagonlara benzemekten çok uzaklar.
But, with their smeared windows and shabby seats, they were a distant semblance of the carriages that covered the route in the past.
Results: 102, Time: 0.0375

Word-for-word translation

Top dictionary queries

Turkish - English