Examples of using Evde oturup in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Evde oturup çizgi film izle sen.
Evde oturup bütün gece televizyon izler, sonra uyurum.
Evde oturup ağladın ve tekrar mastürbasyon yaptın.
Yani Noel tatillerinde evde oturup televizyon seyretmenin dışında ne yapıyoruz?
Evde oturup Yüzüklerin Efendisini okudum.
Evde oturup hiçbirşey yapmadığın iş planlarından mı bahsediyorsun?
Diğer onlarla birlikte evde oturup'' Çok mutluyum'' diyorlardır.
Sonra peki? Evde oturup kocamla mı ilgileneyim?
Bütün gün evde oturup bileziklere baktığımı sanıyorsun.
Ben de evde oturup örgü mü öreceğim?
Belki bir gün evde oturup içmeyi öğrenirsin benim yaptığım gibi.
Evde oturup, telefonla konuşup, sakız çiğniyor.
Yani, onun evde oturup terlemesine izin mi vereceğiz?
Evde oturup çorba içecek halim yok.
Evet, evde oturup bebeğe bakmak istiyorum.
Sen beni evde oturup bekleyecek yaşlı bir kadın mı sanıyorsun?
Ben evde oturup hayret ettim işler nasıl buraya geldi?
Sadece evde oturup, şeftalilerimin suyunu mu sıkmamı istersin?
Artık sadece evde oturup bekleyemem.
Thomas Shaw varken, evde oturup TV izlemen bile risk.