Examples of using Farzedelim in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Farzedelim ki, şu an burada sadece kadınlar var.
Farzedelim ben Patrickin sol beyin küresiyim.
Bir an psikiyatristin haklı olduğunu farzedelim.
Farzedelim ki hiçbir emir almadık efendim?
Farzedelim bugün… 13 değil de 31 Aralık.
Farzedelim Frank Curtis, geniş omuzlara sahipti?
Farzedelim ki bir obje iki şüpheli tarafından paylaşılıyor.
Farzedelim. Onu ben çıkaracağım.
Farzedelim ki her ev bir kilo çöp üretiyor.
Bir an psikiyatristin haklı olduğunu farzedelim.
Farzedelim ki sana şunu sordum.
Farzedelim sana bir indirim yaptım?
Lütfen! Farzedelim, o IMFnin bizi gözetlemesi için gönderdiği bir çeşit Trojan atı olsun.
Farzedelim ki doğru.
Kaltak ölsün istiyorum farzedelim.
Şimdi, bunu benim arabam farzedelim.
Hademe! Farzedelim ki hiçbir emir almadık efendim?
Farzedelim annem aradı? Güzel.
Dişiler. Örneğin, farzedelim ki seni vurmak istiyorum.
Birini koruduğunu farzedelim, bunu yapmak için çok yol katetti.