Examples of using Görünürken in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Böyle görünürken De Luca beni ciddiye alacak mı bilmiyorum.
Kendini benim 362 milyon dolarımla etrafta görünürken iyi hissediyormusun?
Tamam. Toon koreografinin içinde boğulur gibi görünürken.
Onları ölü ve üzgün görünürken buldum.
CIA hasta bir adam doktora görünürken bile rahat bırakmıyor.
Her günün kendine özgü bir önemi var gibi görünürken.
Küflenmiş turşu gibi görünürken ninja olamam.
Ama karanlık… görünürken.
Ben böyle görünürken sen neden öyle görünüyorsun?
Ve her şey ölüyor görünürken,* ve dünyayı yasa sürüklerken.
Herkes normal görünürken o biraz farklı görünüyor.
Bir tanesi bile rahatsiz edici görünürken.
Kötü bir yolun beşinci mili gibi görünürken sevmiyorum elbette!
Böyle görünürken siz de olsanız bir düğüne gitmezdiniz değil mi, Berber efendi?
Sen oturmuş böyle görünürken nişanlının böyle görünüp işinin çıkıp doktorlarla kırıştırmak olduğunu bilmek nasıl bir duygu?
Ve sonra kendisine çeki düzen verecekmiş gibi görünürken tekrar tüm hayatı dağılır?
Charlienin dördüncü meleği gibi… görünürken ifade vermesine izin vermeyiz. Hayır dinle.
Yazma eserler ve sayfalar boş görünürken yazılar aslında sadece hakiki insan gözyaşıyla teması müteakip görülebilir türde bir mürekkeple yazılmışlardı.
Hayır dinle. Charlienin dördüncü meleği gibi görünürken ifade vermesine izin vermeyiz.
Jemma Powell, Alicein kız kardeşi Margaret olarak kısaca görünürken Margaretin hayırsız kocası Lowell,