Examples of using Götürmekten in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Ona göre her şey çocukların yeteneklerini gidebildiklerince uzağa götürmekten ibaret.
Jamin annesi onu St. Bernarda götürmekten bahsediyordu.
Şimdi, istersen onları görmeye götürmekten memnuniyet duyarım.
Bu yüzden seni kasabaya götürmekten korkuyorum./.
Gitmek istediğiniz yere götürmekten mutluluk duyarız.
Bütün yaptığım atlarımı satmaya götürmekten ibaretti.
Kuzenlerim sizi yataklarınıza götürmekten onur duyacak.
Bayan Palmer, sizi oraya götürmekten şeref duyarım.
Yıllarca savaşmaktan sonra, ailemi bir cehennemden diğerine götürmekten.
Demek zenginleri geleceği riske etsinler diye geçmişe götürmekten başka yol yok.
Beş saniye sonra onu okula götürmekten.
Onu kendi ellerimle hurdalığa götürmekten nefret ediyorum.
Seni bir yerlere götürmekten ve… yeni bir elbise içinde görmekten mutluyum…
Tarzan, eski izci Janee sıtma ilacını götürmekten başka Londrada senin için ne yapabilirim?
Seni bir yerlere götürmekten ve… yeni bir elbise içinde görmekten mutluyum…
Seni bir yerlere götürmekten ve… yeni bir elbise içinde görmekten mutluyum… ama seni okula böyle bırakamam, tatlım.
Charlie. -Sakin ol. Herhalde oğlunu okula… götürmekten aciz değilim.
Siz finans bölümüne baktıktan sonra ona teklifinizi götürmekten memnun oluruz.
seni gezilesi yerlere götürmekten mutluluk duyarım.
Şayet hala Yeni Gineye gitmek istiyorsanız sizi götürmekten memnun olurum.