Examples of using Güzel bir teklif in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Güzel bir teklif fakat bunu nasıl yapmayı düşündüğünü anlayamadım.
That's a nice offer, but I'm not quite sure how you expect to do that.Güzel bir teklif.
It's a nice offer.Bu çok güzel bir teklif tatlım.
That's a handsome offer, honey.Güzel bir teklif getiriyorum herkes sanki perde kapanıyor gibi endişeli.
Here I bring up a great proposition, and everybody's as gloomy as closing in New Haven.Bu güzel bir teklif fakat?
That's a nice offer, but you know what?Güzel bir teklif gibi duruyor.
It does sound like a good deal.Kendisi güzel bir teklif yaptı.
Bu güzel bir teklif fakat.
That's a nice offer, but.Güzel bir teklif bay Ingram.
It's a pretty offer, Mr. Ingram.Güzel bir teklif, değil mi?
A fine offering, is he not?Güzel bir teklif.
This is a good offer.Bu çok güzel bir teklif, Jack.
That's a lovely offer, Jack.Gayet güzel bir teklif.
It's a good price.Güzel bir teklif.
That is a good offer.Güzel bir teklif ama korkarım reddediyorum.
It's a nice offer, but I'm afraid I'm gonna have to decline.Güzel bir teklif ancak korkarım ki reddetmeliyim.
It's a lovely offer, but I'm afraid I'm gonna have to decline.Adamlarını paylaşmak için Soloniusla güzel bir teklif yapabiliriz.
Solonius and I can make fair offer to divide them.Biz sadece teklifi yapıyoruz ki bence bu güzel bir teklif.
We're just Ve şimdiye kadar da güzel bir teklif gelmedi.
And until now I haven't gotten a good enough offer.Sekizinci sınıftan bu yana bu kadar güzel bir teklif almamıştım.
Since the eighth grade. I haven't had an offer that good.
