Examples of using Gıcırtılı in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Gıcırtılı evler ya da tıkırdayan borular… ya da bildiğiniz gibi, bazı normal şeylerin olması… insanları korkutabilir.
aynı buradaki gıcırtılı oyuncak gibi, va daha sonra.
Ilk konuştuğunda. Üzgünüm beyler gıcırtılı küçük çocuk beni şaşırttı.
Ilk konuştuğunda. Üzgünüm beyler gıcırtılı küçük çocuk beni şaşırttı.
performans elementlerini ilave etmedi. Kazooyu, gıcırtılı oyuncak sesini,
Kamyonet kapısının gıcırtılı açılma sesini
Ve gıcırtılı bir yatak vardı. O zamanlar, hiç çalışmayan bir vantilatör.
Benimle paylaştığınız şeyler sık sık basit olaylarla açıklanabilir. Gıcırtılı evler ya da tıkırdayan borular
Biliyorsun, aynı buradaki gıcırtılı oyuncak gibi, va daha sonra… Demek istediğim şovun bütün bölümlerinde olanları belki hatırlayabilirdim, Hey, gıcırtılı oyuncak.
Şu gıcırtıyı duyuyor musun?
Ne gıcırtısı?
Gıcırtı duyuyoruz.
Bu gıcırtı da ne?
Bu gıcırtı da nereden geliyor?
Kapı menteşesinin gıcırtısı sinir bozucu!
Tamam. Sen gıcırtıları kontrol et, ben de işaretleyeyim.
Üst kattaki gıcırtı senden gelmiyor muydu?
Aşağıdaki gıcırtı ve inleme sesleri hoşuma gidiyor.
Dişlerinin gıcırtısını buradan duyuyorum.- Biraz mı?
Sen gıcırtıları kontrol et, ben de işaretleyeyim. Tamam.